Arkadan konuşanlara yapılacak 5 işkence
Eee bu işler böyle... Savaş baltalarını göstere göstere çıkarmak nafile... Bu işin büyük şehri, köyü, kasabası, Alaçatı'sı, organik tarım dünyası yok.
Dedikodu kol geziyor sevgili okurlar...
İş yerinde, sosyal hayatta, arkadaş gruplarında, tanıyanlar tanımayanlar, hatta ailende bile çekiştiriyorlar insanı. Yooo, bu durumda 'Ne ekersen onu biçersin' felsefesi işlemiyor. Sen ne kadar başkalarını yargılamaktan, hayatlarını masaya yatırmaktan, onları beğenmemekten, eleştirmekten, kınamaktan uzak dursan da, yakın çevreni eleyip eleyip üç-beş kişiye indirsen de onlar sana yapıyor. Çünkü birileri, başkalarının yaşamına ahlak bekçiliği etmeden duramıyor, fenalıklar geçiriyor.
BANA BULAŞMAYIN!
Günün sonunda da laf bu; dönüp dolaşıp kulağına geliveriyor işte.
Eh, kişi de bu dedikoduları duyunca gıcık kapıyor haliyle. Velhasıl, benim bu dedikodu hadisesine yepyeni çözümlerim var sevgili okurlar.
Bugüne kadar sinirlendik, sinirlendiğimizle kaldık. Bağırdık çağırdık, isyanımızla kaldık. Kendimizi savunduk, çenemizi yorduğumuzla kaldık. Madem öyle dedim, dedikoduya işkenceyle çözüm buldum. Hem de eğlenerek, dalga geçerek, karşımdakilerin ezilmelerini izleyerek... Buyrun size, arkanızdan konuşanlara yapılacak beş işkence:
İnsanlar iyi ve kötü günlerinde yanlarında olanları asla unutmaz, o kişiler için bir anda kalplerinde 'dokunulmazlık' ilan ederler. Bir daha da dedikodunuzu yapmazlar.
Demem o ki, boşuna yormayın kendinizi; konuşan konuşur... Önemli olan; verdiğiniz tepki, kendinizi bilmeniz ve aldığınız pozisyondur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.