76. Cannes ‘moda ve reklam’ festivali
TÜRKLERİN TRENDLER KARNESİ
Türklerden önemli isimler bu yıl Cannes'daydı. Şıklık ve zarafet konusunda aralarında bir sıralama yapmak gerekirse en beğendiğim ünlümüz Özlem Süer elbise seçimiyle Esra Bilgiç oldu. Cannes'ın kodlarını çözmüş ve sahip olduğu Parizyen havayı iyi değerlendirmiş. Adeta bana Marion Cotillard'ın şık olduğu dönemlerini yaşattı.
Diğer şık ismim de Hande Erçel. Bir yardım gecesi olan amfAR'da Valentino elbisesi çok hoşuma gitti. Kusursuzluğunu bozan tek detay kıyafetiyle alakasız renkte olan çantasıydı. Bir dondurma markasının davetlisi olarak da Cannes'da bulunan Hande, bu organizasyon boyunca giydiği iddialı Hakan Yıldırım imzalı elbiselerle de gündemi epey meşgul etti.
Moda anlamında radarıma yeni giren Özge Özacar da Cannes'ın görkemli fırsatını iyi kullananlardan oldu.
Bir markanın davetlisi olarak katıldığı festivalde kırmızı renkte bir Nedret Taciroğlu ve siyah renkli bir Züleyha Kuru elbise tercih etti. Bu tarz couture elbiseleri taşımak için öz güvenli olmanız ve görünmeniz büyük bir artıdır.
Artık mesleğinin sadece Cannes'a katılmak olduğunu düşünmeye başladığım Meryem Uzerli geçtiğimiz seneye göre daha başarılıydı denilebilir. Riskten uzak seçimleriyle ortalama bir performans gösterdi.
Ve son olarak geldik Merve Dizdar'a. Rol aldığı ve Altın Palmiye Ödülü'ne aday gösterilen 'Kuru Otlar Üstüne' filmi için kırmızı halıda yürüdü. Kırmızı halıda kendisine özel hazırlanmış bir Louis Vuitton elbise giydi.
Ancak elbisenin modeli, mesleğindeki başarısı kadar gözlerimizin içini parlatmadı. Markanın sayfasında paylaştığı ilk ve tek Türk ünlüsü olarak dikkat çekti.
EN ŞIKLAR
Sıra geldi Cannes Film Festivali'nde şıklığıyla zarafetiyle büyüleyenlere. Rosie Huntington Whiteley bu konuda festivalin önde gelen isimlerindendi. Hem çok fazla görünüme imza attı hem de hiç hata yapmadı.
HAYAL KIRIKLIĞI
Şık isimler olduğu kadar ne yazık ki hayal kırıklığına uğratanlar da vardı. Bu isimlerden ilki beni seçimleriyle çok şaşırtan Irina Shayk oldu. Birçok görünüme imza attı fakat tek bir tanesinde bile başarılı olamadı.
Julia Fox Shayk'ın aksine her zamanki gibi kötü giyinenler arasında. Yaptığı her seçimin sadece konuşulmak ve konu edilmek için olduğu çok belliydi.
Heidi Klum aslında muhteşem tasarlanmış bir Zuhair Murad elbisenin katili oldu diyebilirim. "Göğüs dekoltesi nasıl olmamalı?" dersi niteliğinde bir görünümdü.
Adriana Lima uzun süredir kırmızı halılarda eski enerjisini veremiyor, alaturka havasından kurtulamıyor. Bu yılki Cannes Film Festivali sahalara geri dönmesi için büyük bir fırsattı ancak değerlendiremedi.
TRENDLER
Bu kadar önemli isim ve markayı konu etmişken festivale konu olan trendlere de değinmezsem olmaz.
Çok ünlü veya az ünlü farketmeksizin birçok isim transparan, ölçüsüz dekolte seçimleri tercih etti. Bu trendin öncüleri de Irina Shayk ve Julia Fox oldu.
Vintage seçimler yapmak son zamanlarda oldukça popüler. Zira bir markanın yeni sezonundan giyinmek para ve sponsor olduğu sürece kolay. Fakat arşivlerinden giyinmek için bu kıstaslar yeterli değildir, prestij sahibi de olmanız gerekir. Ayrıca günümüzde içerik üreticileri yani influencerlar da en az yıldızlar kadar ünlü. Fakat yıldızlar kadar kolay şekilde vintage parçalara erişemiyorlar. Bu da yıldızların içerik üreticilerden ayrılmasını sağlıyor. Gerçek yıldızlar bu şekilde kendilerini daha özel hissediyorlar. Bence vintage seçimin son zamanlarda popüler olmasında bunun da önemli bir payı var.
Cannes'da bu yıl en çarpıcı trend "reklam" oldu desem abartmış olmam. Resmen filmlerden çok markalar yarıştı. Festival adeta bir reklam platformuna dönüştü. Her gün lüks markalar tarafından sayısız davet ve parti düzenlendi. Bu etkinliklerin ve markaların sayısı arttıkça da daha fazla ünlü isim Cannes'a akın etti. Bir nevi moda arenası yaşandı diyebilirim. Cannes'ın rüzgarını arkasına alarak fırsata çeviren defile yapan büyük marka bile oldu. Bunun detaylı haberini de haftaya yine burada okuyacaksınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.