Dünyanın en saygın iki sinema festivalinden biri olan Berlin'de, büyük ödül 'Altın Ayı'yı kazanan 'Bal' filminin Antalya Altın Portakal'da yarışması bence saçmalık... Tüm dünyanın ayakta alkışladığı, eleştirmenlerin övgüler düzdüğü ve bu yıl Oscar'da Türkiye'yi temsil etmesi karara bağlanan bir başyapıtı, tekrar sınava sokmanın alemi ne? Tamam, 'Bal'dan daha etkileyici yeni bir film çıkabilir ama jürinin etki altında kalacağı kesin. Bu etki altında kalma psikolojisi, negatif anlamda da olabilir. Atıyorum Kadir İnanır başkanlığındaki jüri üyeleri, 'büyük ödül farklı bir filme gitsin' psikolojisine de girebilirler. Daha önce de bu tür tartışmalar yaşandı. Cannes'da ödül kazanan, 'En İyi Yabancı Film' dalında Oscar'da ilk dokuza kalan 'Üç Maymun', Antalya'dan eli boş dönmüştü. Pardon, 'En İyi Özel Efekt' ödülü verilerek dalga geçilmişti! O dönem jüri başkanı Tuncel Kurtiz'in Nuri Bilge Ceylan sinemasına pek sıcak bakmadığını festival öncesi de biliyorduk. Ve Altın Portakal'daki büyük ödüller 'Üç Maymun'un yanında çok sönük kalan 'Pazar-Bir Ticaret Masalı'na gitmişti.
KADİR ABİ'NİN EGOSU
Bakalım Kadir İnanır'ın egosu bize ne gibi sürprizler hazırlayacak! Bu noktada Semih Kaplanoğlu'na bir eleştirim yok. Altın Portakal'da bu yıl 'En İyi Film' ödülü 330 bin lira. Diğer dallardaki ödüller de 50 ile 30 bin lira arası. Gişeden çok para kazanamayan her sanat yönetmeni gibi Kaplanoğlu'nun da Altın Portakal'da şansını denemesi çok doğal. Bence asıl yanlışı yapan Altın Portakal yönetimi! Daha önce başka festivallerde ödül kazanmış yapımları ulusal yarışmaya sokmaktan vazgeçelim artık. Hem bu saçmalıktan vazgeçilirse Altın Portakal'ın değeri de artar. Dünyadaki saygın festivallerde yarışan yapımlar, ilk kez gösterime giriyor.