Sinemada salon krizi

Yeni Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in işi zor; çözülmeyi bekleyen birçok sorun var.
Ancak bir yerlerden de başlamak lazım. Örneğin Çelik işe; sanat filmlerinin salon bulamama sorunuyla başlayabilir.
Hep aynı örneği veriyorum ama 'Tepenin Ardı'nın Türkiye'de 11, Fransa'da ise 30'a yakın salonda gösterime girmesi her şeyi özetliyor aslında. Sadece yerli filmler değil; Michael Haneke'nin 'Aşk'ı üç, Pablo Larrain'in 'NO'su bir salonda gösterime girdi.
Sinema salonlarında büyük bir tekelleşme var; sadece popüler filmleri gösteriyorlar.
Sanat filmlerini oynatan salonlar ise yavaş yavaş kapanıyor ya da bir şekilde işlevsiz bırakılıyor. (Bkz. Alkazar, Emek ve diğerleri...)
Acilen sadece sanat filmleri gösteren 'art house' sinema salonları açılmalı. Olmadı; Fransa örnek alınıp sanat filmleri için sinema salonlarına kota uygulanmalı.
Altı-yedi salonlu büyük sinema komplekslerinde mutlaka bir salon, sanatsal filmlerin gösterimine ayrılmalı.
Mesele sadece salon krizinden ibaret değil. Sanatsal filmlerin gösterilmemesi, toplumların kültürel gelişimini de olumsuz yönde etkiler.
İleride bunun açısını çok çekeriz!