Ölüler aldatılır mı?
'İncir Reçeli' kendi starını, Halil Sezai Paracıkoğlu'nu yarattı. Paracıkoğlu; tıpkı filmdeki gibi her daim kafası kıyak, salaş haliyle müzik piyasasında kaybedenleri oynayan şarkıcı boşluğunu doldurdu. Bazıları fazla ağlak bulsa da 'İncir Reçeli'nin, izleyicisinin kalbini kazanan farklı damardan bir aşk öyküsü vardı ve devam filminin çekilmesi de kaçınılmazdı.
'İncir Reçeli 2'nin öyküsüne gelirsek... 'Duygu'yu kaybeden 'Metin', uzunca bir süredir yas tutmaktadır; evdeki karıncaların varlığına bile ihtiyaç duyacak kadar yalnızdır. Şarkı söylediği bara, hal ve tavırları farklı barmaid 'Gizem' gelir. Barda kendine asılan erkeklere kafa atacak derecede aykırı bir kadın olan 'Gizem', yavaş yavaş 'Metin'in dünyasına girmeye başlar. 'Gizem', "Ölüler aldatılmaz!" der ama 'Metin' 'Duygu' için yas tutarken etrafına da kalın bir duvar örmüştür. Ve bu duvarı aşmak zordur.
Aytaç Ağırlar'ın yine yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği filmde, ilkine göre daha çok yan karakter, öykü ve espri var. Barda geçen sohbetler hem samimi, hem de eğlenceliydi. Ağırlar, ilk filme göre görsel açıdan daha etkileyici bir film çıkarmış ortaya, Beyoğlu'nu ve gece hayatını tek başına bir karakter gibi izliyorsunuz film boyunca.
DAMARDAN ŞARKILAR
Halil Sezai Paracıkoğlu yine kendini oynamış gibi; doğal oyunculuğuna şapka çıkarıyorsunuz. Şafak Pekdemir'in de performansı etkileyiciydi ama canlandırdığı sert kadın 'Gizem' sanki 'Metin' karakteri için fazla dominant kalmıştı. Bir de filmin süresi biraz uzun geldi; yan öyküler daha kısa tutulabilirdi.
İlk film müzikleriyle de hafızalara kazınmıştı. Halil Sezai yine damardan şarkılarıyla filmin melankolik yükünü de sırtında taşıyor ama finalde Müslüm Gürses'in seslendirdiği 'Affet' şarkısı filme damgasını vuruyor. Özlemişiz Müslüm Baba'yı...
'İncir Reçeli 2'de yine hüzün, aşk ve melankolizim başrolde. Aşk ve hayat daha derinden sorgulanıyor. İzleyicileri etkileyici bir aşk öyküsü bekliyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.