Tatil dediğin kendine ait bir dünya yaratmak değil midir?
Geçelim Alaçatı notlarına, tatilin güzelliklerine... Bodrum-Çeşme kıyaslamasına girmeye hiç niyetim yok, bazen nerede olduğunuzdan çok nasıl vakit geçirdiğiniz, kimlerle ne yaptığınız önemlidir. Dört sene üst üste Yunan Adaları'nda en salaş tatilleri yapmış, ama en çok da o tatillerde eğlenmiş, 'bu tatil hiç bitmesin' demiş biriyim. Tatilde lüks aramam; huzur ve doğallık yeterlidir... Kafamı dinlemek isterim, kimse beni ayartmasın, yolumdan döndürmesin, rahat bıraksın derdine düşerim... Bir ağacın ya da şemsiyenin altında kitabımı, gazetelerimi okuyayım, yan gelip yatayım, keyif yapayım; bunun peşindeyim. Ama neresi olursa olsun; iyi servis isterim. Her şeyim elimin altında olsun, isteklerim yerine gelsin diye beklerim. Çeşme Shereton böyle bir yer işte! Çeşme gibi kalabalık bir yerde, herkesin kopup aktığı bir tatil beldesinde kendine ait dünyası olan bir otel burası. İncecik-beyaz kumları, kumsalı, denizi, Çeşme'de tek olan iskelesi ve servisin kalitesiyle çok ayrıcalıklı hissediyorsunuz kendinizi. Lafın gelişi söylemiyorum, plajdaki görevliden tutun da garsona kadar herkes öyle bir koşturuyor, isteklerinizi anında yerine getiriyor, bir dediğinizi iki etmiyorlar ki... 'Bravo, işte budur!' çekiyorsunuz her seferinde.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.