Yakında sokağa çıkamayacağız

Hep söylüyorum, şans eseri yaşıyoruz Türkiye'de. Hele İstanbul'da yaşayanlar... Her gün ölmeden günü tamamlayabiliyorsak, çok çok şanslıyız bence. Düşünsenize... Sokakta yürüyorsunuz, biri yanınıza yaklaşıp para istiyor, vermek istemediğinizde de belindeki ekmek bıçağını çıkarıp sizi delik deşik ediyor. Oracıkta can veriyorsunuz. Sabah evden çıktığınızda aklınızın ucundan ile geçmez böyle bir senaryo değil mi? Ama oluyor işte, burası İstanbul! Bir kız arkadaşımın başına gelmişti geçen sene... Fulya'da bir dilenci yapışıyor yakasına, para istiyor. Kız para falan vermek istemiyor, dilenci ısrar edince de "Git çalış" diye bir laf çıkıyor ağzından, tepkiyle. Aynı anda da dilenci, kızın suratına tokadı patlatıyor! Duyunca kulaklarıma inanamamıştım. Düşünebiliyor musunuz, sokaktaki dilenci size tokat atıyor! Kız sinir krizi geçirdi tabii. 'Boşver' dedik, 'Ucuz atlattın' yine de... Baksanıza; Beyoğlu'nda, dilenciye para vermediği için öldürülen Alman iş adamının başına gelen de yaşanabilirdi. O yüzden ödüm kopuyor araba camına yapışan dilencilerden, sokakta 'para' diye çevirenlerden. Hayır deseniz bir türlü, evet deseniz bir türlü. Para vermek istemiyorum çünkü sizi para vermek zorunda bırakınca, her gün biraz daha ısrarcı, her gün biraz daha küstah oluyorlar. İyi de tek başınaysak ne yapacağız? Merak ediyorum, sokaktaki dilenciler ya da tinerciler için kafa yoruluyor mu hiç Emniyet'te ya da herhangi bir yerlerde? Çünkü yakında sokağa çıkamıyor olacağız da...