Gökbakar ve Alanson nasıl paparazzi oldu?
* * *
Çekim günü indik atv stüdyosuna. Baktık Mazhar Alanson, güzeller güzeli eşi Biricik Suden'le stüdyoda bizi bekliyor. Kahveler söylendi, ardından Şahan Gökbakar geldi, "Evet ne yapıyoruz" diyerek olaya el koydu. Anlattık: "Şu ahir ömrümüzde bir kez biz ünlü tadında takılacağız, siz de paparazzi!" "Şimdi yandınız" dedi Şahan ellerini oğuşturarak! Nereden bilelim, meğer yıllardır bu anı beklermiş adam! Aldılar ellerine, bizim acar foto muhabiri Deniz'in fotoğraf makinelerini, olaya anında adapte oldular. Mazhar Abi "Dinlemem her şeyi çekerim" diye başladı söze. Ardından da "Her şey çok güzel olacak çocuklar" diyerek motive etti herkesi, pis pis sırıtarak. Biz sıraya dizilmiş, herkes fotoğraf karesinde yer alsın, 15 dakikalığına da olsa ünlü olsun diye uğraşırken Mazhar Abi söyleniyordu: "Bakın şimdi size bu işi öğreteceğim!" Şahan ise yılların acısını çıkarmak ister gibi içindeki 'canavarı' uyandırdı ve ele avuca sığmayan bir paparazziye dönüştü. Olaya şu netlikte girdi; "Ben etek altı çalışırım arkadaş!" Bana yapacak bir şey kalmadı tabii... Hande Ataizi'den rol çalarak, ilham alarak, artık ne derseniz deyin, elime geçirdiğim şemsiyeyi kafasına doğru sallamaya başladım. Ayşe (Özyılmazel) kazaya kurban gitmemeyim diye objektifi kapatmaya çalıştı sağolsun, bu iyiliğini unutamam! Bu arada Kutup Dalgakıran olanları an be an görüntülüyor, hiç istifini bozmuyordu. Çekimler sırasında servisin Sema ablası (Kumbaracı) kendini olaya iyice kaptırıyor ve "Biz arkadaşız" diye bağırıyor. Kenarda sakin sakin kahvesini yudumlayan Biricik Suden araya giriyor hemen: "Dinleme Mazhar, bunlar da bizi hiç dinlemiyor..." Belli ki herkes intikamını alıyor!
* * *
Bu arada bizim servisin erkekleri ellerini kollarını kaldırıp, 'ne bu rezalet' gibisinden bakışlar atıyor paparazzilere ama dinleyen kim? O arada binadaki yangın tüpleri devreye giriyor, acil durumda suratlarına püskürtülmeye hazır. (E baksanıza paparazzi terörü İtalyan aktris Claudia Pandolfi'yi hastanelik etti! Poz vermeyen aktrisin yüzüne biber gazı sıkan paparazzi, arabasıyla birlikte aktrisi sürükleyerek kaburgalarının kırılmasına yol açtı. Oha yani! Ne paparazziler var dünyada, belli mi olur!) Sonuçta kazasız belasız; kimsenin burnu kanamadan, kaburgası kırılmadan atlattık çekimleri, aramızda sulh yaptık. Ama o kadar eğlendik ve kendimizi toparlayamadık ki fotoğraflarda biraz dağınık çıktığımızı fark ettik! Olsun, 'bırakalım dağınık kalsın' dedik, bir daha ne zaman böyle paparazziler buluruz diye düşündük. Yanımızda oldular diye yıkama yağlama yapmadan ve hiç abartmadan söylemem lazım: Mazhar Abi de, Şahan da o kadar şeker, o kadar uyumluydu ki onlara teşekkürü borç bilirim! Günümüzü neşelendirdiler, aramıza karıştılar ve son derece doğal olduklarını gösterdiler bize. İşin şakası bir tarafa... Mazhar Abi, elindeki makinenin deklanşörüne basmamayı tercih ederken, Şahan hiçbir kareyi gerçek anlamda da kaçırmamış meğer. Sonra çektiklerine bakıp bakıp "Olmuş mu abi bir bakın" diye gösterdi; 'olmuş' cevabı alınca da "Yeteneğim varmış, bundan sonra da çekerim" diyerek olaya noktayı koydu. En son makineleri boyunlarına takıp, paparazziler nasıl durur, onu da taklit ettiler. Anlaşılan o ki paparazzilerden kaçarken, gözlem yapmayı da ihmal etmemişler. Müthiş ikiliye çok çok teşekkürler; müthiş bir anımız oldu sayelerinde.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.