SONAT BAHAR

Nerede bizde öyle dolandırıcı...

Bugünlerde herkesin dilinde gerçek bir hikayeden uyarlanan bir dizi var. New York sosyetesini dolandıran Anna Sorakin'in hikayesi...
Diziyi boş verin, Anna Sorakin başlı başına bir fenomen! New York'un ünlü sosyetiklerini, bankacıların, sanat dünyasının en önemli isimlerini zengin bir Alman varis olduğuna inandırıyor. İlk adımı, şık bir otelin resepsiyonundaki çalışanı bahşişle ve biraz arkadaşlıkla kendine bağlamak. Bu ona paraya giden kapıyı açıyor. Her restorana, her bara, her sanat aktivitesine VIP diye adı yazdırılıyor, çok çok önemli bir müşteri, zengin kızı diye lanse ediliyor.
Kendini zengin olarak tanıtması yetiyor ve aylarca özel jetlerde, lüks otellerde, en pahalı restoranlarda yaşıyor. Üstelik tek bir kuruşu olmadan.

Çok ünlü bir 'sosyetik teyze'nin evinde kalıyor mesela... O 'teyze' yüksek bir ihtimalle, kendine arkadaş aradığı için Anna ve sevgilisini haftalarca misafir ediyor. Biraz yancı, biraz çantacı muamelesi görüyor... Sonra o yolla tanıştığı bir başka zengin arkadaşının teknesine çöküyor. Yine yiyor, içiyor, geziyor...
Sonunda tüm bu upper kitleye, hayallerindeki iş fikrini kabul ettiriyor, New York'un en özel kulübünü kurmak için 40 milyon dolarlık bir kredi anlaşmasının eşiğine kadar geliyor. O eşiği geçse, genç girişimci olarak her derginin kapağında olabilecekken, foyası ortaya çıkıyor ve şu an ünlü dolandırıcı olarak kapaklarda, haliyle hapiste ve hakkında dizi yapılacak kadar ünlü...

Bir dolandırıcılık hikayesi hayranlıkla izlenir mi? Ben izledim... Kadının zekasına, New York sosyetesinin 'saf'lığına güldüm durdum... Sonra aklıma düştü, acaba bizim bir Anna Sorakin'imiz var mı diye...
Sonuç hüsran! Zekasına hayran olacağımız bir seri katilimiz olmadığı gibi, bizi aklıyla şaşırtacak bir dolandırıcımız da yok tabii ki. Bizdeki dolandırıcılık hikayeleri hep voleyi vurma üzerine... Yani saadet zinciri temalı. Ünlüye, sosyeteye parana para katacağım diye vaatte bulun, paraları topla. Sonra "Ayyy battık" de.
Bizde hikayeler sığ, klişe...
Bir kadın hikayesi var gündeme düşen ülkemizde ama konu hâlâ yargı aşamasında ve henüz bu kadına 'dolandırıcı' denmedi.

Ponzi Piramit isimli saadet zinciri kurduğu iddia edilen Mine Mumcu'dan söz ediyorum. Türkiye, bu ismi, kısa sürede yüksek kâr vereceğini vadeden Ponzi Piramit isimli sistemle tanıdı. Magazin, spor ve iş dünyasındaki birçok isim bu sisteme para kaptırdı.
Burcu Kıratlı, Semih Erden gibi ünlü isimlerin ihbarıyla yakalandı Mine Mumcu.
Dedim ya, bu hikayede hiç yaratıcılık yok. Kısa yoldan çok para kazanma arzusu ünlüleri vurmuş, durum bu!
Mesela ünlü basketbolcu Semih Erden, sisteme 1 milyon 708 bin lira yatırmış. Niye... Çünkü bir koyup üç alacağım sanmış, kurnaz yani...
Sonuçta ne olmuş; yatırdığı paranın 350 bin lirasını alıp, 1 milyon 358 bin lira zararla kalakalmış... Burcu Kıratlı yarım milyon, Tuzlaspor Yöneticisi Rıdvan İlhanlı 3 milyon 500 bin lira ve diğerleri...
Ama bu anlatmaya bile değmeyecek yavan bir dolandırıcılık hikayesi, tatsız, tutsuz... Hatta Ponzi Mine aslında bu bir iş anlaşmasıydı diyerek davalardan beraat etme aşamasında...

EVLİLİK TEKLİFİ DEĞİL YIL SONU KAPAMASI
Oğuzhan Koç, Demet Özdemir'e evlenme teklif etti, züğürdün çenesi yoruldu.
Normal şartlarda şunlar konuşulmalıydı, Oğuzhan yaratıcı bir müzisyen olduğuna göre, onun için güzel bir şarkı yazdı, bu şarkıyla teklifini yaptı... Demek teklifi alınca gözyaşlarına boğuldu, Oğuzhan'a "Sonsuza dek evet" dedi... Onlar erdi muradına, biz çıkalım bla bla bla...
Yok biz ne konuştuk:
Oğuzhan,
Sarıyer'de geceliği 82 bin lira olan bir kral dairesi tuttu.
Demet Özdemir'i evinden arkadaşından ödünç aldığı Rolls Royce Phantom (1 milyon 250 bin liraymış) otomobille aldı...
1 milyon 250 bin liralık tektaş taktı...
Demet Özdemir, 17 bin liralık elbise giydi.
Ve sürpriz evlilik teklifi zaten bir hafta önceden herkesin bildiği bir şeymiş!
Ne diyeyim, Demet ve Oğuzhan 'Bir Evlilik Teklifi' isimli romantik komedide çok güzel oynamışlar... Oscar goes to Demet and Oğuzhan. Sponsorları da hiçbir masraftan kaçınmamış belli ki bu film için. Ne diyeyim mutluluklar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.