Sekiz yıl önce altı ay ömrüm kaldığını söylemişlerdi

KAZIM KANAT
Sekiz yıldır kanserle mücadele eden spor yazarı Kazım Kanat, doktorunun ne kadar ömrü kaldığını söylediği hastalardan... Kanat, gerçekle yüzleşmenin kendisinde yarattığı ruh halini şöyle anlattı... Ben gerçeği istemiyorum, kimse bana gerçeği söylemesin. Doktorların yanılma payı yok mu? Elbette var, hem de çok!
KİTABINI BİLE YAZDIM
Hakimler yanılabilir diye artık idam cezası verilmiyor. Doktorlar da yanılabileceklerini bilsinler. Ben, ne kadar ömrüm kaldığını doktora bir kez sordum, bir daha da sormadım! Kolon kanseri olmuştum. İyileştim sanıyordum. Bir baktım ki; bu kez de karaciğer kanseri olmuşum! Doktorum Fuat Demirelli, "En iyi ihtimalle bir yıl, en kötü ihtimalle altı ay ömrün kaldı!" dedi. Ben de bunun üzerine oturdum, 'Doktor, Ne Kadar Ömrüm Kaldı?' diye bir kitap yazdım. Karım Sevinç'in elinden tuttum, hastanenin bahçesine çıktım. Karıma dedim ki; 'Ver bir sigara!' Verdi. Oysa yıllar önce sigarayı bırakmıştım... Sonra sigarayı söylenerek yere attım: "Şu meret sağlığa öyle zararlı ki!" Başladık gülmeye. O gülüşün üzerinden tam sekiz yıl geçti. Bakın, hep ne yaptım? Kolon kanseri oldum, Doğan Sarıbeyoğlu'na ne kadar ömrüm kaldığını sormadım. Karaciğer kanseri olduğumda Ali Emre'ye, akciğer kanserine yakalandığımda Şükrü Dileğe'ye, böbrek kanseri olduğumda ise Tarık Esen'e bu soruyu hiç sormadım. Sevgili dostum Şenol Carıllı'yla ise, bu soruyu hep ıska geçtik.

REDDETMEYİ TERCİH ETTİM
Öğrendim ki; 1970'lerin sonunda ilk kez İngiltere'de çok ciddi durumdaki hastalara doktorların nasıl davranacağı konusunda eğitim vermeye başlanmış. Türkiye'de böyle bir durum yok. Bazen doktor pat diye hastaya gerçeği söylüyor. Doktorlar ölümcül hastalara durumu mutlaka açıklamalı mı? Ben bu konuda hastanın gerçeği reddetmek hakkı var ya, işte o noktayı silah gibi kullandım.