Hatıralar kolay kolay unutulmaz
Geçmişe dönmemize neden olan tek sebep hafızalardan silinmeyen anılardır. Yaşanmışlıkların izleri tozlu raflarda; siz ne zaman açarsanız o zaman canlanır. Yaranızı kaşıdıkça daha derine inersiniz. Artık sizin olmaktan öte başkalaşmıştır. Kutsal bir hazine gibi saklamayı tercih edersiniz. Anıların olması mıdır ihtiyacımız, yoksa yeni anlarla hayatımıza şekil vermek midir istediğimiz? Bazen biz bile bilmeyiz ki ne istediğimizi... Hayatın bir parçasından tutunuruz. Herkesin kendine göre tutunduğu bir dal vardır sonuçta. İnkâr etmek ise ayrı bir penceredir, hayata açılan. Geçmişi, yaşanılanları, duyguları her şeyi yok saymak belki de kendini yok saymaktır. Ama bunun ne kadar farkındayız? En önemli olan detay bu sorunun cevabını bulmak değil de nedir?
ŞÜKREDİN
Kalabalıklardan sıkılırız, kaoslar, çatışmalar, sevgi, aşk yok deriz; 'Kimse kimseyi anlamıyor, tüketim toplumu olup çıkmışız' diye savuştururuz, ihtimalleri. Kime göre yok? Siz mi tekrar sevmeye, duygularınızı açmaya hazır değilsiniz? Yoksa hazır olmadığınıza kendinizi mi inandırıyorsunuz. Düşünün…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.