Boş konuşmayın!

Önce Kasımpaşa-Fenerbahçe, sonra Galatasaray- Bursaspor maçlarını seyrettikten sonra Türkiye'de artık boş konuşmaları bırakmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Her iki maç da mücadele gücü yüksek kıran kırana karşılaşmalar oldu.
Artık öküz altında buzağı aramanın yerine daha gerçekçi sözleri sarfetmek gerekiyor. G.Saray, Bursaspor maçına çok arzulu ve istekli başladı. Savunmasını orta sahaya yakın kurdu. Bursaspor'u kendi alanında hataya zorladılar ve özelikle Keita'nın getirdiği toplarda Bursaspor kalesinde tehlikeli oldular. İlk yarının 15'inci dakikasından sonra ise Bursaspor önce oyunda dengeyi sağladı. Çabuk ve hızlı Volkan- Sercan gibi oyuncuların G.Saray savunması arkasında topla buluşturarak gol pozisyonu ürettiler. Sercan'ın kaleci Aykut'u geçmeden önce pası düşünmemesi Bursa'yı golden etti. Volkan'ın ilkyarının son dakikalarında karşı karşıya kaldığı bir pozisyon var ki belki de maçını kırılma noktasıydı. İkinci yarıda Bursaspor ilk yarıya göre daha etkili gözüktü. Bunda en büyük etken G.Saray'ın hücumdaki 4 oyuncusunun ve bunlara bir de Elano'yu kattığımızda 5 oyuncunun top rakipteyken oyundan tamamen kopmaları Mehmet Topal'ın ortasahadaki tek başına mücadelesi yeterli olmadı.
KADERİ AYKUT BELİRLEDİ
Aykut 2 net gol pozisyonu önleyerek Bursaspor'un kaderini çizen oyuncu oldu. G.Saray ikinci yarının orta bölümlerinden sonra önde daha fazla top tutmaya başladı. Ayağa pası iyi uyguladılar. Ve bunun sonucunda birçok gol pozisyonu ürettiler. Keita, karşı karşıya kaldığı pozisyondan başka bir net gol pozisyonunundan yararlanamadığını gördük. Oyunun son bölümlerinde ise Neill ve Zapotocny'in kırmızı kartlarla oyundan atılması sonucunda ise her iki kalede de tribünlere büyük heyecan veren pozisyonlar vardı.
Son yılların en tempolu, mücadele gücü en yüksek maçlarından biriydi. Her iki takım oyuncularını da bu mücadelelerinden ve ortaya koyduğu oyundan dolayı kutlamak gerekiyor. Bünyamin Gezer, genelde iyi bir yönetim göstermesine karşın Neill'i kırmızı kartla oyun dışı bıraktıktan 1 dakika sonra Zapotocny'e gösterdiği ikinci sarı kart ağır bir karar olarak yorumlanmalı.