Uluslararası öğrenciler ve Türkiye

Son yıllarda vakıf üniversitelerinin liderliğinde Türkiye çok sayıda uluslararası öğrenciye yükseköğrenim imkânı sunuyor. Ülkemizde yaklaşık 45 bin yabancı öğrenci eğitim alıyor; büyük kısmı TCS adı verilen burs sistemi ile Türkiye'nin ücretsiz okuttuğu öğrenciler. YÖK'ün, uluslararası öğrenciler için düzenlenen merkezi yerleştirme sınavı YÖS'ü kaldırması, ülkemizi ciddi bir atağa kaldırdı. Özellikle komşu ülkelerden öğrenciler, eğitim maliyetlerini karşılayarak Türkiye'de üniversite okuyor. Üniversiteler artık kendi yönergeleri ile öğrenci kabul ediyor ya da kendi sınavını yapıyor.
2013'te ABD'de eğitim alan 820 bin uluslararası öğrenci ülke ekonomisine yaklaşık 35 milyar dolar katkı sağlamış. Türkiye'nin 2015 hedefi ise 100 bin uluslararası öğrenci. Bu öğrencilerin ülkeye katkısı salt ekonomik anlamda değerlendirilemez. Buradan mezun olan her öğrenci bir elçi, hatta sonraki yıllarda bir temsilci demektir. Ayrıca yerli öğrencilere, dil becerisi ile sosyal ve kültürel değişim katkıları da önemlidir.
Türkiye'nin önündeki bu fırsatı gören DEIK ve bünyesinde kurulan Eğitim Ekonomisi İş Konseyi bir çatı altında üniversitelerimizi buluşturmuş ve Türkiye'yi bir eğitim destinasyonu olarak algılayacak komşu ülkelerde faaliyetlerine hız vermiştir. Şubat 2013'te yayınlanan son kararlara göre 5 ayrı grup öğrenci Türk üniversitelerine, uluslararası öğrenci kontenjanından başvurabiliyor: 1- Tamamen yabancı uyruklu olanlar. 2- Çifte vatandaşlığı varken T.C. vatandaşlığından çıkanlar. 3- Sonradan T.C. vatandaşlığı almış yabancı uyruklular. 4- Orta öğretiminin tümünü Kıbrıs hariç başka bir ülkede yapmış olanlar. 5- Kıbrıs'ta ikamet eden ve GCE A Level eğitimi alanlar.
Uluslararası öğrencilerin okuduğu devlet ve vakıf üniversiteleri esas olarak iki konuya önem veriyor. Yabancı uyruklu öğrenciler İngilizce iletişim kurarak Türk öğrencilere pratik imkânı sunmakta ve sınıflarda eğitimin gerçekten İngilizce verilmesine aracılık ediyor. "Hizmet ihracatı" olarak nitelenebilecek bu imkân ülkemize maddi, manevi avantajlar sunuyor.
Eğer Türkiye uluslararası öğrencilere ev sahipliği yapmak ve küresel pastadan payını almak istiyorsa, İngilizce eğitim veren fakülte ve programların sayısını artırmalıdır. Unutulmamalı ki günümüz dünyasında İngilizce artık bir yabancı dil değildir.