Sosyal medya ve madde bağımlılığı

Çocukların sosyal gelişimi ailede başlar, okuldaki arkadaşlık ilişkileri sayesinde gelişir. Ailede verilen eğitimin yanı sıra, arkadaşlık ilişkileri de çocuğun karakterinde ve sosyal hayata adaptasyonunda büyük önem taşır. Arkadaş ilişkilerinin başlamasıyla, öncelikle çocuğun benmerkezci bakış açısı değişir.
Hayata başkaları açısından da bakmaya başlar. Çocukların arkadaş tercihleri dönemsel olarak değişse de, genellikle aynı cinsiyette olan, benzer kişilik özellikleri taşıyanlarla arkadaşlık kurarlar. Bu durum toplumdaki yerlerini benimsemelerine yardımcı olur.
İngiltere'de 15-18 yaşları arasındaki bin 15 gençle yapılan araştırma, sosyal medyadaki arkadaşlıkların gerçek hayata da taşındığını gösteriyor. Buna göre araştırmaya katılan her üç gençten biri, internette tanıştığı en az bir kişiyle yüz yüze görüştüğünü söylüyor.
Araştırmada sosyal medyanın gençlerin hayatına etkisine dair ilginç başka sonuçlar da var. Dörtte biri, sanal ortamda gerçek hayattakinden mutlu olduklarını belirtiyor.
Ancak, gençlerin çoğu gerçek hayattaki ilişkilerinin, sanal ilişkilerden önemli olduğunu düşünüyor. Sosyal medya, yeni nesil gençlerin hayatının ayrılmaz parçası. Buna göre gençlerin neredeyse hepsinin mutlaka bir sosyal medya hesabı bulunuyor, yalnızca yüzde biri "sosyal nedenlerle" sosyal medyaya hiç girmediklerini belirtiyor.
Bağımlılığın temel adımları
Yeşilay Kulüpleri, Madde Bağımlılığı Mücadelesi Projesi ile yaklaşık bin öğretmenimiz eğitilerek, bin okulda 5 bin öğrencimiz eğitim almış oldu. Bağımlılığın temel adımları; önce beğenmek, özenmek ve beyinde iyi şeylerin depolandığı kısma yerleştirmekle 3-4 yaşlarında başlıyor.
Bu anlamda olumlu örneklerin ne kadar önemli olduğunu çocuk psikologları, eğitimciler çok iyi bilir.
Bağımlılığa karşı mücadelede etkin etkileşimin en önemli yollarından biri akran eğitimidir. Araştırmalar, gerek madde bağımlılığı gerek diğer kötü alışkanlıkların, birçok çocuk, ergen ve gençte akranları tarafından ilk teklifin yapılması, ilk deneme imkânının verilmesiyle başladığını gösteriyor. Son zamanlarda giderek popüler olan ve yazılı ve görsel basında sık sık karşılaşılan elektronik sigaralar aslında çok büyük risk oluşturuyor.
Ergenler özellikle sigaradan daha güvenli olduğunu düşünerek e-sigara kullanmaya başlıyor. Bu da sigara bağımlılığına giden yolu açıyor.
Bence, aile bireylerinin spor, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve kültürel faaliyetler gibi sağlıklı yaşam felsefesini benimsemesi, çocuk ve ergenleri her türlü zararlı alışkanlıktan koruyacaktır.