Ne oyun ama...
'Balyoz Darbe Planı Davası'nı biliyorsunuz. 2003 Martı'nda 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan başkanlığında bir grup TSK mensubu, 'seminer' adı altında toplanarak Hükûmete karşı bir darbe planı hazırlıyorlar. Bu plan, en ufak ayrıntısına kadar tamamlanıyor ve buna göre somut görevlendirmeler yapılıyor. Bu sözümona 'seminer'de Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması, uydurma irtica baskını ve kendi uçağımızı düşürmemiz söz konusu ediliyor. Yani, açıkçası darbe ortamı oluşturacak ve Türkiye'yi güç durumlara sokacak 'Darbe Planları' hazırlanıyor.
Plan Semineri hakkında düzenlenen Genelkurmay Başkanlığı sonuç raporunda, 'Öncelikle Millî Mutabakat Hükûmeti'nin kurulması gerektiği, sivil toplumun yeniden yapılandırılması ve MİT Müsteşarlığı'na asker kişinin getirilmesi' gibi bazı bölümlerin altı çizilmiş; yani önemine işaret edilmiş...
'İrtica tehlikesi'nin hiçbir şekilde söz konusu olmadığı ve Irak Savaşı ile çevrildiğimiz bir ortamda 1. Ordu Komutanlığı'nın, 'Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo'nun (OYST) bir 'iç tehdit' olduğu iddiasına, -Savcı'nın dediği gibi- kargalar bile gülmez mi?...
Düşünebiliyor musunuz? 2003 başında, genel seçimlerden daha yeni çıkılmış; Hükûmet yeni kurulmuş; ortada irtica söylentisi dahi yok; Türkiye, burnunun dibindeki Irak Savaşı ile ilgilenirken, siz kalkıp 1. Ordu Komutanlığı'nda güya 'Harp Oyunu Senaryosu' hazırlayıp irtica tertipleri, cami bombalamaları planlıyor; arkasından da mevcut Hükûmeti ortadan kaldırıp zorla 'Millî Mutabakat Hükûmeti' kurmayı ve sivil toplumu yeniden yapılandırmayı programlıyor; buna da 'oyun' diyorsunuz. Doğru, bu bir oyundur ama 'Harp Oyunu' değil, resmen 'Darbe Oyunu'dur...
Ben en çok da Org. Büyükanıt'ın, 'Raporu imzalamak onaylamak değildir' lâfına güldüm. İster misiniz 27 Nisan Muhtırası müellifi olduğunu itiraf eden Paşamız, 'Muhtırayı imzalamak da onaylamak değildir' deyiversin... Bunlar, önlerine gelen belgeye imzayı çakmışlar, şimdi pabuç pahalı olunca kıvırmaya başlıyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.