'Türk Milleti' anayasasını hazırlıyor
'Millet' kelimesi, uzun asırlar boyunca dinî mânâda kullanılmıştır. Millet denilince akla 'Millet-i İbrahim' gelmiştir; bununla da tevhid dini 'İslâmiyet' kastedilir. Türkiye'de, Avrupa'da iki savaş arası dönemdeki gibi ırkçı- ayrımcı bir 'nasyonalist' anlayışın benimsenmeyişinin ana sebebi, işte bu 'Millet-i İbrahim' tesirinin mevcudiyetidir. İslâm'ın kesin şekilde yasakladığı 'ırkçılık' ile kavmiyetçiliğe dayanan milliyetçilik anlayışının bağdaşması aslâ mümkün değildir.
Kısaca, 'Türk Milleti' derken etnik bir grubu değil, içindeki çeşitli farklı ve benzer unsurlarıyla bir topluluğu ifade ediyoruz.
Türkiye kelimesinin sözlükteki karşılığı şöyle: 1. Türklerin ülkesi, Türkili, Türkistan. 2. Türkiye devletinin ülkesi.
Böyle olunca, aslında 'Türk' demekle 'Türkiyeli' demek arasında fazlaca bir fark yoktur. 'Türkiyeli' deyince tarifi tek boyutlu olarak coğrafya içinde sıkıştırıyorsunuz. 'Türkiyeli' de gene 'Türklerin ülkesinden' anlamına gelmiyor mu? Bunu bilen bazı Türk düşmanı ırkçılar, 'Türkiye' sözünü de kaldırıp 'Anadolu'yu bunun yerine ikâme etmeye çalışıyorlar.
Önce, siyasî ve hukukî kimliğimiz olan 'Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı' kimliğimiz gelir. Sonra vatandaşları içine alan ve bizi 'Tek Millet' hâline getiren üst kimliğimiz 'Türk Kimliği'dir. Bu üst kimlik içerisinde, manevî ve birleştirici değeri olan ve nüfusumuzun tamamına yakın kısmını kapsayan 'Müslüman Kimliği' vardır. Bu kimlik, lâik bir devlet düzeninde siyasî ve hukukî sonuç doğurmamakla beraber, Türk toplumunun çimentosunu meydana getirir.
Alt kimlik/kimlik altı, etnik menşe ve bölgesel özellikler gibi farklılıklar için söz konusudur. Alt kimlikte, Türk kimliğine sahip T.C. vatandaşları, kendilerini Türk, Kürt, Arap vs. gibi ifade edebilirler. Bu da Türk kimliğinde ve bu kimlikte ifadesini bulan Türk Milleti'nde ayrılık sebebi olmaz.
Halbuki ayrı kimlik ifadesi, bizi ayrı milletlere ve sonunda da bölünmeye götürür. Bunun için, 'Yeni Anayasa'da 'Kürt Kimliği', 'Arap Kimliği' gibi farklı üst kimlik ayırımı yapılamaz.
'Türk' nitelemesinin, herhangi bir etnik grubu kastetmediği; Türk, Kürt, Arap vs. bütün etnik grupları içine aldığı, 1924 Anayasası'nın 88. maddesi ile 1982 Anayasası'nın 66. maddesindeki benzer hükümlerle hukukîleşmiştir. Burada, istismar edildiğinin aksine, 'Türklük', etnik özelliğinden tamamen farklı şekilde, 'Devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olmakla' sınırlandırılmıştır. Böyle bir ifadeyi, ancak kötü niyetli ırkçılar 'herkes Türktür' şeklinde istismar edebilirlerdi.
Mamafih Yeni Anayasa'da değişik bir ifadeyle bu istismarın önlenmesi mümkündür.
Şu hususu hiçbir zaman unutmayalım: Hazırlanan Yeni Anayasa 'Türk Milleti'ne aittir. Onun özelliklerini, taleplerini, beklentilerini aksettiren bir sosyal mutabakat olmalıdır. Bir alt kimliğin ırkçı-ayrılıkçı taleplerini değerlendirmek için veya değişik görüşteki grupların münferit istekleri doğrultusunda hazırlanamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.