'Darbeleri desteklediniz, sizden utanıyorum!'
Sevgili okuyucular, dün akşam gene gözyaşları içinde rahmetli şehit Menderes'in idamını seyrettik. PANA'nın ATV için yaptığı, 'Ben Onu Çok Sevdim' adlı muhteşem dizinin sonunda, O dürüst, vatansever, çalışkan ve imanlı Başbakan'ı, 27 Mayıs'ın eli kanlı darbecileri ile onların uşaklığını yapan sözde yargı mensupları ve CHP'li militanlar alçakça şehit ettiler. Bu aziz şehitlerimizin, başta Adnan Menderes olmak üzere, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın Kur'an-ı Kerîm okuyarak, kelime-i şahadet getirerek, vatan ve milletlerimizi hayırla yâd ederek idam sehpasına yürümeleri, halkımızın çok büyük çoğunluğu tarafından üzüntüyle seyredildi.
Bu, tarihe not düşen muhteşem dizi için tekrar tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir zamanlar, büyük(!) işadamlarının bütün siyasî partileri el altından destekleyerek kendilerine gebe bıraktıkları ve her devirde gemilerini yürüttükleri söylenirdi.
Sırf bu yüzden Türkiye, yıllar yılı 'ithal ikâmesi' aldatmacasıyla dünyaya kapalı ve tekelci bir fânusun içine sokulmuş ve halkımız, kötü, kalitesiz üretime mahkûm edilmiştir.
İstanbul dükalığı'nın, 'büyük sermayesi'nin(!) yalnız 12 Eylül'de değil, 27 Mayıs'tan beri yapılan bütün darbelerde rolü ve payı vardır. 27 Mayıs'ta Menderes'e ihanet eden büyük sermaye, 12 Mart 1971 Muhtıra Dönemi'nde kurulan solcu '11'ler Darbe Hükûmeti'nin yardakçılığını yapmış ve 12 Eylül Darbesi sırasında aynen İshak Alaton'un söylediği gibi darbecileri açıkça desteklemiştir.
28 Şubat Darbesi, TÜSİAD ve benzeri işadamları ile sözümona büyük sivil toplum kuruluşlarınca desteklenmiş; bazı şirketler 'yeşil sermaye' ilân edilerek her darbe destekçisi holdinge darbeci paşalar atanmıştır. TOBB, TÜRK-İŞ, DİSK, TESK ve TİSK'ten oluşan '5'li Çete'nin darbecileri nasıl desteklediklerini ve TÜSİAD'ın aynı istikametteki tavrını bu millet aslâ unutmamıştır.
TÜSİAD'ın, başta başörtüsü yasağı olmak üzere hemen her konudaki antidemokratik tutumu desteklediği, halk çoğunluğunun değer yargıları, sorunları ve talepleri ile ilgilenmediği bir vakıadır.
Bunun içindir ki, 28 Şubat Darbesi'nin asker kesiminin yargılanması yetmez; başta medya ve iş âlemindeki darbe işbirlikçileri olmak üzere, bütün sorumluların yargı önüne çıkmaları ve hesap vermeleri lâzımdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.