Bakın çok enteresan...

Ekrem Dumanlı, Gültan Kışanak'la ortaya çıkan görüşmesini, 'halkın seçtiği belediye başkanı'yla da mı görüşmeyelim' minvalinde açıklamış. Şimdilerde demagojik 'kelepçeli adalet' yazıları döktüren Dumanlı, o dönem elleri kelepçeli sıraya dizilmiş, içlerinde 'halkın seçtiği belediye başkanları'nın da olduğu BDP'lilere bakıp 'terörün hakkından gelmek' yazıları döşenebiliyordu ama.
Ne var ki, bu tablo karşısında tebessüm etmediğimi söylesem yalan olur. Zira benim de içinde olduğum az sayıdaki yazar, KCK davalarındaki hukuksuzlukları yazıp söylediğimiz için, paralel yapının kâlemşörleri tarafından 'Kürtçü'den 'terör sevdalısı'na kadar pek çok sıfatla hedef gösterilmişti. Birileri üzerinden kulağımıza KCK'dan içeri alınacağımız bile fısıldanıyordu. Dumanlı da bize parmak sallayan koronun başını çekiyordu. Ve işte şimdi tüm söyleyip yazdıklarını, yapıp ettiklerini olduğu gibi 'yutmak' zorunda kalan bir Dumanlı var karşımda...
Gelin, aynı Dumanlı'nın daha birkaç yıl öncesine kadar yazdıklarına bakın ve 'üst akıl'ın insanı neye çevirebileceğini görün.
"PKK yanlısı parti" diye tarif ettiği BDP'li vekilleri şöyle tarif ediyor:
"Karşımızda mezalim karşısında yaramaz çocuklara özenip tıp oynayan, düğmesine basıldığında da ezberindeki repliği var gücüyle haykıran bir koro var. Beste başka yerden, güfte başka yerden, senaryo başka yerden..."
Dumanlı, âdeta bugünü anlatırcasına okuyucuyu uyarıyor:
"Karmaşık ilişkiler ve değişik kimliklerle terörü azdıranlar algı yönetimi yapmaktadır. Bu algının bir ucu devlet yönetiminin izleyeceği politikaları belirlemeyi hedefler; diğer ucu ise sosyal barışı sabote ederek yeni cepheler oluşturmayı planlar. Neyse ki bu ülke insanının acı tecrübesi ve muazzam sağduyusu, şeytanlara taş çıkartan sinsi planları akim bırakacak kadar sağlam bir zemin üzerinde duruyor."
Şimdilerde dalga geçtiği "güç merkezi Türkiye" fikrini ve 'komplo teorisi' dediği ne varsa, onu savunuyor:
"Meselenin bir de PKK'yı aşan daha büyük bir boyutu var. Onun için Türkiye'nin büyümesinden istikrarından tehevvüre kapılarak bütün kartlarını masaya koymaya hazırlanan güçlerin maksatlarını doğru okumak zorundayız. Türkiye'nin yeni bir güç merkezi haline gelmesinden endişe duyan güç odaklarının Türkiye'yi her taraftan kuşatmak isteyeceği aşikâr."
Geçtiğimiz hafta Öcalan'a "Sayın Öcalan" diye hitap etmeye başlayan Dumanlı'nın sadece iki yıl önce, Öcalan için de, "Kibri Himalaya dağlarını aşan ama çapı kendi eksenciği ile sınırlı bir adam, küstah, narsist, su katılmamış bir emperyalist kuklası" dediği malum.
Bir kukla var gerçekten.