HİLAL KAPLAN

Erdoğan'ı suçla, kurtul!

Türkiye'deki siyasi literatürün son on yılına damga vuran muhteşem formül bu. Herhangi bir meselede başın zora mı girdi? Erdoğan'ı suçla, kurtul.
Tabanına bir kararını anlatmakta güçlük mü çektin? Erdoğan'ı suçla, kurtul. Başarısızlığını örtmek için hedef mi saptırmaya ihtiyaç var? Erdoğan' suçla, kurtul.
Son koalisyon tartışmalarında da aynı formül devreye sokulmaya çalışılıyor. Neymiş? Ak Parti de CHP de koalisyon hükümeti kurmaya dünden istekliymiş de, Cumhurbaşkanı Erdoğan engel oluyormuş? Nasıl engel olduğuna dair tek emare yok ama sunta masayı 250.000 lira diye yutturmaya kalkan izansızlıktan her şey beklenir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyon tartışmasına ilişkin son açıklamalarından birinde şöyle diyor:
"Temennim, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların hassasiyetine uygun şekilde yeni hükümetin bir an önce kurulmasıdır. Bu konuda bütün partilere sorumluluk düşüyor. Bugün Türkiye'nin geçmişini tartışan değil, mevcut sorunların çözümü ve geleceğin inşası konusunda irade ortaya koyacak bir koalisyon hükümetine ihtiyaç vardır."
Açıklamanın devamında koalisyon kurulmadığı takdirde erken seçimden korkulmaması gerektiği de var ama benzer beyanatları Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye tüm siyasiler de veriyor zaten. Öyleyse mesele ne?
Mesele şu. Ak Parti ve CHP'nin koalisyon kurmasının önünde somut, rasyonel ve siyaseten anlamlı pek çok zorluk var. Bunların başında da Ak Parti tabanı geliyor.
Bayram ziyaretlerinin ana gündem maddelerinden birisi de Ak Parti-CHP koalisyonu iddiasıydı. Bugüne kadarki dokuz seçimde de Ak Parti'ye oy vermiş akrabalarımın hiçbirinden bu ihtimale dair olumlu tek bir söz duymadım. Eminim pek çoğunuzun tecrübesi de bu yönde olmuştur. Genel izlenim Ak Parti'nin koalisyon için çaba gösterdiği ama CHP ile ana ilkelerde zinhar anlaşılamayacağıydı.
"Ne dersiniz, koalisyon olur mu" diye sorduğum sevgili dedem Ali Kaplan, "Yok kızım, CHP ile olur mu hiç?" diye başladı. Sonra söz nasıl olduysa, 'ezan şehidi' olarak yad ettiği merhum Adnan Menderes'e geldi. Meğer canım dedem, Demokrat Parti'nin seçim kazandığını duyduğu an, bulunduğu yerdeki caminin minaresine çıkmış ve ömründe ilk kez oradan ezanı Arapça okumuş. Gözleri yaşlı bu anısını anlatırken, 'Allah affetsin, Tanrı Uludur' diyerek de çok okudum' diye ekledi.
Bu sarih engelin farkında olan bazı Ak Partili milletvekilleri de benzer yönde beyanatlar vermeye başladılar. Misal, Ak Partili Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, "CHP ile görüşmeler devam ediyor ama siyasi yelpazenin en uç iki noktasında olan iki siyasi partinin koalisyon hükümeti oluşturması kolay değil" dedi. Yine Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, CHP ile bir koalisyon kurma ihtimalinin az olduğundan bahsetti.
Anlayacağınız koalisyon müzakereleri, Ak Parti ile CHP arasında olduğu kadar, Ak Parti ile tabanı arasında da sürüyor ve taban ikna olmaya hiç yakın değil. Benden söylemesi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.