HİLAL KAPLAN

Hiç kimse seninle kıyaslanamaz

"Sinead asla kelepçelere ya da zincirlere gelmedi.
O kırılamayacak kadar yaşlıydı ve evcilleştirilemeyecek kadar genç..." Kris Kristofferson
Daha 26 yaşında, gencecik bir kadın, sahnenin karanlığını delen mavi gözleri ve çağlar boyu süren sessizliği delen sözleri sebebiyle Madison Garden'ı dolduran on binler tarafından dakikalarca yuhalandı. Başı dik durdu ve seyretti, ellerinde sadece meşaleleri eksik bu güruhu...
Dostu Kris Kristofferson geldi, "Bu p.çlerin seni aşağı düşürmesine izin verme" diye fısıldadı. Kadın kararlıydı, "Düşmedim ki" dedi ve mikrofonu eline aldı. Kakofoniyi bertaraf eden sesi yankılandı ve ebediyete o ses kaldı.

Ailesi ona İngiliz işgaline direnen İrlandalı bir kahramanın adını vermişti ve o duruşa layık yaşamıştı. 1992 yılında Katolik kilisesi çatısı altında yapısal olarak süren ve örtbas edilen çocuk istismarına en incelikli tepkiyi o vermişti. Çıktığı programda kameraya bakarak, "İyiliğin kötülüğü yeneceğine inanıyoruz. Gerçek düşmanla savaşın" diyerek II. Papa Jean Paul'ün fotoğrafını yırtmıştı.
Bugün Katolik kilisesi, Papa seviyesinde bu yapısal zulümlerin gerçekleştiğini kabul ediyor. Konuyu ele alan filme Oscar verilebiliyor. Ama 30 yıl önce bu hakikati haykıran tek bir anayiğit vardı ve adı Sinead O'Connor'dı. Sinead, o gün daha henüz "iptal kültürü" (cancel culture) yokken "iptal edildi". Kendisi de Katolik yurdunda kalmış olan Sinead'in yarası dolaylı mıydı, dolaysız mıydı bilmiyorum. Ancak kariyerini geri döndürülemez biçimde sarsan bu hareketinin bereketini beş yıl önce Müslüman olarak yaşadı belki de...
Şöyle duyurmuştu: "Müslüman olmaktan ötürü gurur duyduğumu ilan etmek isterim. Bu, zekâ sahibi herhangi bir ilahiyatçının yolculuğunun doğal son durağıdır. Kutsal kitap araştırmalarının hepsinin yolu İslam'a çıkar ki o diğer tüm kitapları gereksiz kılar. Bana başka bir isim verilecek ve bu Şehadet olacak."
Şüheda Sadakat ismi ve başörtüsü, özünde hakikat savunucusu olan Sinead'in tek hakikati keşfetmesi ona o kadar yakışmıştı ki... "Arka bahçeye diktiğin tüm çiçekler anne, hepsi sen gidince öldü" dizelerini söylediği "Nothing compares 2 you" (Hiç kimse seninle kıyaslanamaz) şarkısı tam anlamıyla vücut bulmuştu. Geçen yıl intihar eden oğlunun kederinin ağırlığıyla göçtü öteki diyara. Hakk'a kavuştu.
Ruhuna El Fatiha...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.