
Birleşik Avrupa Ordusu
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında sıkışıp kalan Avrupa'nın yeni ordu kurma çabaları hızlandı. Özellikle Avrupa Birliği'nin iki güçlü ülkesi Fransa ve Almanya'nın önderliğinde başlayan bu süreçte ortak ordu kurmak, Fransa'nın nükleer silahlarını Almanya'nın da kullanabilecek olması ve Avrupa ülkelerinin savunma sanayiine harcadığı bütçeyi artırması, "Yeni bir Avrupa ordusu mu doğuyor?" sorusunu akıllara getiriyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in "Avrupa'nın savunması için kısa sürede 800 milyar euro'luk bir kaynak aktarımı yapabiliriz" sözü de bu sorunun cevabını bir anlamda verdi.
Oysa bu açıklamayı yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in merkezinde yer aldığı bir krizi hatırladığımızda, Avrupa'nın hızla silahlanarak yeni bir merkezi ordu kurmasının aslında nasıl büyük sorunlara yol açabileceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.
2017 yılında, Ursula von der Leyen Almanya'nın Savunma Bakanı iken, mülteci kılığına girmiş bir özel kuvvetler teğmeni, Alman siyasetçilere suikast düzenleyecekken yakalandı. İlk başta bir mültecinin saldırısı olarak düşünülse de aslında saldırıyı gerçekleştirecek kişinin Alman ordusunda görevli bir teğmen olduğu ve Nazi ideolojisine bağlı bir birimle işbirliği yaptığı, bu birimin de Alman ordusunda etkin görevler üstlendiği ortaya çıktı.
Skandalı araştıran gazeteciler, bir süre sonra Alman ordusu içerisinde İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Nazilerle ideolojik bağını koparmamış birlikler olduğunu tespit etti. Alman Savunma Bakanı olan Ursula von der Leyen, Alman ordusunda birtakım düzenlemeler yapacağını söylediğinde ordunun direnciyle karşılaştı ve skandal gündemden düşürüldü. Ardından, Almanya'da Angela Merkel sonrası en büyük başbakan adaylarından biri olarak gösterilen Ursula von der Leyen, kariyerini Avrupa Birliği içerisinde sürdürmeye karar verdi.
Almanya'daki bu olayı münferit bir skandal olarak değerlendirebiliriz. Hemen Almanya ile nükleer silahlarını paylaşmaya hazırlanan Fransa'ya dönelim: 2021 yılında, 20'den fazla emekli general ve 1000'in üzerinde asker, Fransız hükümetine bir mektup yazarak ülkede bir iç savaş riskinin olduğunu ve Macron hükümetinin Müslümanlara karşı yeterince önlem almadığını açıkladı. Macron hükümeti bu mektubu darbe tehdidi olarak değerlendirdi.
"Fransa ve Almanya'daki durum bu olabilir ama Avrupa Birliği'nde İspanya gibi bir ülke var ve bu ülke özgürlükler konusunda diğerlerinden daha iyi" diyorsanız, Fransa'daki olaydan bir yıl önce 70 kadar emekli generalin Franco'ya bağlılıklarını bildirdiği bir mektup yazdığını ve bu generallerin Whatsapp grubunda "Solcuları öldürmeliyiz, bunların hepsini idam etmeliyiz" şeklinde darbe konuşmaları yaptığını hatırlatmak gerekir.
Aradan geçen sürede Avrupa'da siyasetin daha da ırkçı ve İslam düşmanlığına kaymış olduğunu da hesaba katarsak, dünyayı bekleyen tehlikeye karşı hazırlık yapmaya başlamalıyız.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Hilal Kaplan | Birleşik Avrupa Ordusu
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.