
Trump imzalı katliam
Dünyanın açık desteğiyle Filistinlilere soykırım uygulayan terör devleti İsrail, Filistinlileri dize getiremeyince ateşkes imzalamak zorunda kalmıştı. 7 Ekim Aksa Tufanı Harekâtı ve sonrasında yediği darbelere bir de ateşkes sürecinde Filistin direnişinin asil duruşu eklenince, hepimiz bu ateşkesin İsrail tarafından ne zaman tamamen ihlal edileceğini tedirgin bir şekilde merak ediyorduk.
Terör devleti İsrail'in karanlık tarihine baktığımızda, ateşkesi ihlal edeceğini tahmin etmek için kâhin olmaya aslında gerek yoktu. 1953'teki Qibya Katliamı'ndan 7 Ekim 2023 tarihinden önceki İsrail saldırılarına kadar, egemen dünya sisteminin gayrimeşru çocuğu olan İsrail'in uyduğu bir ateşkes zaten hiç olmadı. 2008 yılında Gazze'ye "Dökme Kurşun" adını verdiği soykırım saldırıları düzenleyen İsrail, buna gerekçe olarak Hamas'ın füzeli saldırılarını göstermişti. O saldırılardan hemen önce Gazze'ye saldırarak 6 Filistinliyi şehit etmesi, nasılsa dünya kamuoyu için önemli değildi.
Siyonist terör örgütü İsrail, 19 Ocak'ta imzalanan ateşkesi de defalarca ihlal etmişti. Toplam 145 Filistinli bu süreçte şehit edildi. Son 16 gün içinde ateşkese rağmen, 10 binden fazla yardım TIR'ının Gazze'ye geçişine izin vermedi. Gazze'nin elektriğini kesti. Suriye, Batı Şeria ve Lübnan'da saldırılarına devam etti.
18 Mart 2025 tarihinde başlattığı, çoğu çadırlarda kalan Filistinlilere yönelik hava harekâtıyla, ben bu yazıyı hazırlamak için oturduğum zaman itibarıyla 404 Filistinliyi şehit etti. Şehit olanların çoğu çocuk ve bebek; ancak siyonist İsrail'in kuklası olan CBS, AP, Reuters gibi kurumlara göre İsrail, Hamas'ın askeri hedeflerine operasyon düzenlemişti.
Siyonist terör örgütü, ateşkes ihlalini tam olarak gerçekleştirmek için kendince en uygun zamanı seçti. İnsanlık düşmanı Netanyahu'nun mahkemede ifade vereceği günün hemen öncesinde saldırılar düzenledi. Netanyahu denen uluslararası savaş suçlusu terörist de hemen soykırım operasyonlarını bahane ederek ifade verme işleminin ertelenmesini istedi ve istediğini aldı.
Terör devleti İsrail'in saldırılarında en büyük destekçisi her zamanki gibi ABD oldu. Kendisini Tanrı'nın seçilmiş kulu zanneden, Evanjelist hayaller kuran Trump'ın açık desteği ve yolladığı askeri teçhizat, soykırımın yeni aşamasına geçilmesinde rol oynadı. Böylece Trump'ın "Önceliğim ABD olacak" söyleminin ne kadar boş olduğu da ispatlanmış oldu. Trump da diğer ABD başkanları gibi, siyonist İsrail'in ülkesini sömürmesine çanak tutan bir isim olmaktan öteye gidemeyecek.
Siyonist terör örgütü İsrail'in saldırılarına karşı İslam dünyasının bu kez farklı tepki göstermesini bekleyenleri mutlu etmeyecek bir bilgi paylaşarak yazımı sonlandırayım. Birleşik Arap Emirlikleri'nin, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler aracılığıyla, Gazze'deki Filistinlileri topraklarında kalmalarını sağlayacak planın kabul edilmemesi için ABD nezdinde lobi çalışmaları yürüttüğü ortaya çıktı.
Filistin halkını siyonist terör örgütü İsrail'in soykırımından kurtarmak için önce Müslümanlar olarak kendimizi düştüğümüz bu çukurdan çıkarmamız gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.