
Tuhaf...
17 Nisan Perşembe günü, cumhuriyet tarihinin en büyük sulama projelerinden biri olan Silvan Sulama Kanalı'nın kazı çalışmaları başladı. 330 bin futbol sahası genişliğinde bir alanı suyla buluşturacak olan bu proje, toplam 255 milyar TL'ye mal olurken kendisini 8 yılda amorti edecek. İçinden denizaltı geçebilecek büyüklükteki bu kanal tamamlandığında 300 binden fazla insana iş imkânı sağlayacak.
Bu büyük projenin kazı çalışmasının başladığı saatlerde, İstanbul Havalimanı'nda üç ayrı pistten üç ayrı uçağın aynı anda iniş veya kalkış yapmasını sağlayacak sistemin faaliyete geçiş töreni vardı. İstanbul Havalimanı'ndaki üç ayrı pistten kalkan üç uçak için düzenlenen törenden birkaç gün sonra, havalimanında bu kez üç uçak üç ayrı pisten aynı anda iniş gerçekleştirdi.
Dünyada Amerika Birleşik Devletleri'nde uygulanan, Avrupa'da ise ilk kez hayata geçen bu sistem, İstanbul Havalimanı'nın dünya havalimanları arasındaki gücünü daha da artırdı.
Kamudan gelen bu iki güzel haberin ardından, Türkiye'nin en fazla ihracat yapan şirketi olan Baykar, kendisinin ürettiği motorla ikinci testin de başarıyla sonuçlandığını açıkladı.
Normalde bu üç haberden herhangi bir tanesinin gündemi en az haftalarca meşgul etmesi gerekirken, artık yeni Türkiye'de bize normal gelen hadiseler bunlar.
Evet, ülkemizin özgüveninin yeniden sağlanması açısından başarıların normal gelmesi bir noktaya kadar olumlu; fakat bunları konuşmuyorken, kendisini hâlâ 1960'ların Türkiye'sinde zanneden birtakım siyasi aktörlerin traktörle gerçekleştirdikleri şovları günlerce konuşmamız biraz tuhaf değil mi?
Üstelik bu şovlar, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, şantaj gibi ciddi iddiaları aklamak için yapılıyorken...
***
SABAH AİLESİNDE OLMAK BENİM İÇİN BİR GURUR
Gazete, bir toplumun hafızasıdır; işini doğru yaparsa zamanının tanığı, hakikatin tercümanıdır.
Sabah Gazetesi, 1985'te yayın hayatına başladığından bu yana Türk medyasında önemli bir rol oynadı, kritik dönemlerde sergilediği duruşla dikkat çekti. Bugün 40 yaşına basan Sabah için zaman içerisinde çok şey değişti. 28 Şubat sürecindeki andıcın unsurlarından biri, 27 Nisan e-muhtırasına en sert duruşu gösteren ve o günden bu yana da millet iradesine siyaset dışı müdahalelere geçit vermeyen kararlı bir ses oldu.
Bugün benim de Sabah'taki 10'uncu yılım. 15 Temmuz'da, darbeci vatan hainlerinin açtıkları ateşin hedefi olan Turkuvaz Medya'nın bir parçası olmak; kişisel mücadelemle bu kadar paralel bir gazetede yazabiliyor olmak benim için bir gurur vesilesi... Nice 40 senelere!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.