Gittim, gördüm, yedim
Gezip gördüğüm yerleri sizlerle de paylaşmak isterim. Hani bir gün yolunuz Çeşme ya da Bodrum'a düşerse, belki gidersiniz diye.
Ben, El Beso'da yedim. Sahibi, Eda Taşpınar'ın amcası Adnan Taşpınar. Karısı Dominik asıllı İndra, bin bir çeşit dondurmayı kendi elleriyle hazırlıyor. Alaçatı'da, birbirinden güzel çok sayıda restoran var. Meselâ, her müşteriye ayrı bir servis tabağı ile yemek veren Kırmızı Ardıç Kuşu. İçindeki 100 senelik sakız ağacı görmeye değer. Ayrıca ön kısmında sergi yapılan bir galeri mevcut. Alışveriş istiyorsanız, Ayşe'nin Dolabı'na uğramayı unutmayın. Özenle imal edilmiş havlular, örtüler ya da bembeyaz, rahat deniz kıyafetleri almak için. Son yıllarda Çeşme'yi, Bodrum'a alternatif olarak gösteriyorlar. Bunun sebebi, Alaçatı. Tek bir sokağın, koskoca Bodrum'a alternatif teşkil edemeyeceğini de aklımızdan çıkarmayalım. Bununla beraber, Alaçatı, çok bakımlı; bir tek plastik masa ya da sandalyeye rastlamak mümkün değil. Belediye yasaklamış. Her yer tertemiz. Ayrıca, Alaçatı da dahil, bütün Çeşme halkı, İzmir'in havasını yansıtıyor: Her yerde, bakımlı, terbiyeli, saygılı, nezih insanlar.
Hep Ege sahillerinden söz ediyoruz. Aslında, Doğu ve Güneydoğu'da da turistleri çekecek çok sayıda bölgeye sahibiz. Fettah Tamince ile konuşurken, onun söylediği gibi, güvenlik sağlansa, Van, pekâla bütün Ortadoğu'ya hitap eden bir cazibe merkezi haline gelebilir.
AK Parti iktidarının terör sorununu çözmek için attığı adımlar meyve verirse, günün birinde, belki, Van Gölü kıyısına dizilen birbirinden güzel lokantalarda geçirdiğim saatleri sizlerle paylaşacağım. Kim bilir!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.