Lütfen Safinazlaşmayalım
Hiçbir mazeret başarının yerini alamaz. Çok bildik bir söz ama doğru zamanda sarf edince de, âmiyane tâbirle "cuk" oturuyor.
Kadir Topbaş'ın açıklamasından cümleler kulağıma çalınıyor:
Birden gözlerimin önünde Safinaz'ın hayali belirdi. Paşa dedesinden miras kalan bir köşkte oturuyordu.
Bahçede, gene dededen kalan eski yazıyla süslenmiş bir kuyu vardı. Köşk, babası Ahmet Bey'e, ondan da kendisine intikal etmişti. Safinaz'ın düğünü de bu evde yapıldı. Evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Dünya güzeli bir kızı oldu: Melek. Ve maalesef Melek o kuyuya düşüp, can verdi. Başsağlığına gittiğimde, Safinaz'ın paşa dedesine, ardından da babasına sövüp saydığına şahit olmuş, hayrete düşmüştüm. Öyle ya, Melek kuyuda can verdiyse, paşa dedenin bunda ne sorumluluğu olabilirdi? Safinaz, bir yandan ağlıyor, bir yandan anlatıyordu: "Ah, ah, ah... Neden bu köşkü alırsın... Haydi aldın, niçin içine kuyu yaptırırsın... Haydi yaptırdın, neden, 'Hak, büyük oğlum Ahmet'in' diye vasiyet edersin. Ya sen babacığım, neden köşkte oturmayı reddetmedin? Niçin tek çocuk sahibi oldun ve beni de bu köşkün sahibi olmaya mecbur kıldın. Ben köşkte oturmasaydım, Melek kızım şimdi hayatta olacaktı..."
Meteoroloji uyarmış. Yollar kapatılmamış; riskli TIR garajı boşaltılmamış. Dere yatakları civarında, hem, çarpık yapılaşmaya devam edilmiş, hem de eskilere ilişilmemiş.
15 sene önceki hatalara sığınmak bugünkü yönetimin sorumluluğunu azaltmaz. Melek'in kuyuya düşmesinin sorumlusu paşa dede değil, tedbir almayan Safinaz'dı. 1.5 yaşındaki Dilâ da, önceki gün annesinin elinden kopup, sele karıştı. O da bir başka melekti. Bu acılar üzerinden siyasi rant sağlamak doğru değil ama, İstanbul'da yaşanan acıların faturasını herhalde Babıâli'yi İkitelli'ye taşıyan Bedrettin Dalan'a, Yeni Mahalle'de dere yatağını toplu konut alanı ilân eden CHP'ye veyahut hatalı rapor yazan bilirkişiye yükleyemeyiz.
Mazeretten geçilmiyor. Buna mukabil, başarıya hasret kaldık.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.