İnternet, hayatımızın önemli bir parçası haline geldi ve tabii, bu icatla birlikte iletişim biçimi de süratle değişti. Modern haberleşmenin araçlarından biri de, Twitter. Türkiye'de yüz binlerce kişi, dünyada milyonlar, ya bilgisayarda ya da cep telefonunda, internete girerek, twitter'da geziniyor. Makineye bağımlı hale geldik. Bu sosyal âlem, yeni dostluklara, münasebetlere de vesile oluyor. O âlemin bir ferdi sıfatıyla, "sanal"dan, "gerçek"e intikal etmek üzere, bir "Twitter gecesi" tertip ettim. Elif Dağdeviren, Ömür Gedik, Gülben Ergen, Ahmet Hakan, Oray Eğin, Tuğçe Tatari gibi, twittercı dostlarla ve potansiyel twittercılarla (Ertuğrul Özkök ve Sibel Turnagöl gibi) bir araya geldik.
***
Bu arada, internet bağımlılığını eleştiren bir hikâye elime geçti:
Adam arkadaşına dert yanıyordu: "Dün akşam otururken karıma dedim ki:
'Ot gibi yaşamayı katiyen istemem. Şayet bir gün makinelere bağımlı olacak olursam, lütfen hiç tereddüt etme, hemen fişi çek olur mu?'
Karım yerinden kalktı, laptopumu fişten çekti; iPhone'mu çöpe attı; sonra da çıkıp gitti."
***
Gerçi bağımlılık kötü bir şey ama, sosyal âlemde gezerken, içinize kapanmıyorsunuz, aksine başkalarının hayatlarına ortak oluyorsunuz. Dolayısıyla, twitter bağımlılığı diğerlerinden çok farklı.