Şimdilik değişim kazanıyor
Metropoll şirketi, referandumun muhtemel sonuçlarıyla ilgili bir araştırma yaptı. Şimdilik, "Evet"ler, "Hayır" diyenlerin önünde gözüküyor. Üstelik seçmen, partisinden bağımsız hareket edebiliyor. İlgi çekici araştırmanın bazı bölümlerini sütunumda veriyorum:
AK Partililerin yaklaşık % 71'i, CHP'lilerin % 22'si, MHP'lilerin ise yaklaşık % 39'unun "Evet"ten yana olması, siyasi partilerin ve tabanlarının farklılaşabildiğini ortaya koymakta.
% 55, paketin içeriğinin oyunu belirleyeceğini, % 38 ise, sempati duyduğu partiye göre hareket edeceğini ifade ediyor.
1) CHP'nin, anayasa değişikliğini hemen reddeden tavrı hakkında ne düşünüyorsunuz? Yanlış buluyorum % 61; Doğru buluyorum % 29.2 (% 9.8 fikrim yok). CHP'ye oy veren yurttaşların da, % 30'a yakınının bu tavrı onaylamadığını kaydedelim.
2) MHP'nin, "Değişikliğin bir sonraki Meclis'te yapılması gerekir" düşüncesine katılıyor musunuz? Katılmıyorum % 56.1; Katılıyorum % 36 (% 7.8 fikrim yok). MHP'ye oy verenlerin % 37'si, partisinin bu görüşüne iştirak etmediğini belirtiyor.
3) Vatandaş, Yüksek Yargı'nın (Yargıtay, Danıştay ve HSYK'nın) anayasa değişikliği paketine karşı çıkmasını % 46 oranında haklı buluyor. "Haksız buluyorum" diyenlerin oranı % 36'da kalıyor.
Önümüzde zorlu bir süreç var. Partiler, hem kendi tabanlarını ikna etmeye çalışacaklar, hem de, kararsız seçmeni yanlarına çekme çabası içine girecekler. Herkes, oylama sonuçlarını ortada görüyor. Bugün için, halkın daha büyük bir çoğunluğu anayasanın değişmesine taraftar. Ama maalesef, mesele, dikkat ederseniz "İktidar yargıyı ele geçiriyor, sivil dikta kuruluyor" gibi hatalı bir zemine çekiliyor. Oysa aksine, özellikle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'yla (HSYK) ilgili düzenlemelerde, iktidarın etkisi azalıyor. HSYK'nın seçimle gelen 19 üyesinin 15'ini hâkimler ve savcılar kendi aralarından seçecekler. Üstelik müsteşarın katılmaması, Kurul'un çalışmasına artık sekte vurmayacak. Hâkimleri soruşturacak müfettişler de, HSYK denetimine giriyor. Kurul'un yapısının hem demokratikleştiği, hem de iktidarın müessiriyetinin azaldığı ortada. Ama Yüksek Yargı (Yargıtay ve Danıştay), 12 Eylül'de kurulan kast düzeninin kırılmasından dolayı müteessir. Bir yandan kıyamet koparıyorlar, bir yandan da, "Yargı kuşatma altına giriyor" diye resmen hakikate aykırı konuşuyorlar. Bu yüzden seçmenin işi zor. Türlü yalan dolan içinde gerçeği bulmak kolay değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.