NAZLI ILICAK

Sorun nereden kaynaklanıyor?

Sorun, "Siyasetin askerin işine karışmasından mı?" yoksa "Askerin sürekli siyasete müdahale etmiş olmasından mı?" kaynaklanıyor? Askerde, darbe geleneği bulunmasaydı ya da Türk Silâhlı Kuvvetleri, siyaseti şekillendirmek amacıyla muhtıralar verip, psikolojik harekâta girişme eğilimi taşımasaydı, "Genelkurmay Başkanı, mesai arkadaşlarını dilediği gibi seçsin, siyasetçi müdahale etmesin" diyebilirdik.
Ama öyle mi ya!
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gelmesi düşünülen isimleri şöyle bir gözden geçiriyoruz. O ne! Her birinin adı bir olaya karışmış.
Org. Erdal Ceylanoğlu, Sincan'da tankları yürüten komutan. Çevik Bir ile birlikte, "Demokrasiye ince ayar" yaptı. Refahyol iktidarının devrilmesinde işaret fişeğini yaktı.
Org. Aslan Güner, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığını protesto için, havaalanında eşi Hayrünnisa Gül'ün elini sıkmadı. Düşünün, Meclis çoğunluğu Gül'ü bu makama getiriyor ve Org. Güner, eşi başörtülü olduğu için, Gül'ü cumhurbaşkanlığına layık görmüyor. Gül, cumhurbaşkanı seçildiği ilk haftalarda, askerde organize bir hareketle karşı karşıya kalmıştı. Güner de, o harekete katılanlardan biriydi.
Org. Saldıray Berk, Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'nde, bir numaralı sanık durumunda. İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı Erzincan'da uygulamaya soktuğu iddia ediliyor. (Maalesef, ayrıcalıklı konumu (!) dolayısıyla, ifade vermeye bile gitmedi.)
Org. Hasan Iğsız'ın İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda etkili olduğu, İnternet Andıçı'nın hazırlanması talimatını verdiği söyleniyor.
Org. Bekir Kalyoncu, 9 Temmuz 2008'de, Genelkurmay Başkanlığı'na Savcı Zekeriya Öz'ün bildirdiği 4 generalden biriydi. O tarihte 7. Kolordu Komutanı'ydı. Ergenekon sanıklarının ifadesinde, sürekli adı geçiyordu. Zekeriya Öz, Genelkurmay Başkanlığı'ndan bu yüzden bilgi talep etmişti. Daha sonra, İbrahim Şahin de, Bekir Kalyoncu'nun kendisine yeni oluşturulacak birimin müsteşarlığını teklif ettiğini söylemişti. Genelkurmay Başkanlığı'nın, savcılığın talebini karşılayıp karşılamadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, Kalyoncu'nun 2009 Ağustos'unda, orgeneral rütbesini kazanması ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı'na getirilmesi.
Elbette sadece iddialardan söz ediyoruz. Ama gönüllere bir kere kurt düştü mü, iz sürmek zorundasınız. Çünkü Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin böyle bir geleneği var. En ufak ihmal, bütün vatandaşlar açısından çok büyük tehlikeler doğurabilir. Darbelerden bu millet az çekmedi!
Yeniden yazının başına dönmek gerekirse, sorun, siyasetin askerin işine karışmasından değil, askerin 50 yıldır "cumhuriyeti koruma ve kollama" çabasından çıkıyor.
(Bu yazı, kriz çözülmeden önce yazılmıştır.)
Org. Erdal Ceylanoğlu Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandığı için, Genelkurmay 2. Başkanı Aslan Güner'in önü kesildi. Gül ve Erdoğan'ın istediği oldu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.