Haşim Kılıç ve CHP

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, 49. kuruluş yıldönümünde herkese ayar çekti. Kürsü dokunulmazlığına sığınıp, Anayasa Mahkemesi hakkında iddialarda bulunanlara, statükoculara, laiklik temelinde geçmişte yapay kriz çıkaranlara, barajı indirmeyenlere, haklarını kullanırken terörle ortaklık kuranlara...
AK Parti'den ziyade, muhatabı CHP ve BDP'ydi. CHP ile tartışma, bir yıl öncesine dayanıyor.
18 Ekim 2010'da Kılıç, Hicabi Dursun ve Celal Mümtaz Akıncı'nın üye seçilmeleri dolayısıyla düzenlenen törende bir konuşma yapmış ve "Değişime karşı çıkan statükonun kibirli mensupları, artık halkı ikna edememektedir" demişti. Kılıçdaroğlu bu sözlerden müthiş alındı ve ismini vererek Haşim Kılıç'a çattı; hem de çok ağır bir dille: "Bize hukuk dersi vereceksin, yemezler! Senin hukuk dersine ihtiyacımız yok. Sen hukuk fakültesinde bile okumadın. Tuz kokar diyoruz ya, yargıda tuz koktu; kokular gelmeye başladı. Sayın Başkan öyle anlaşılıyor ki, hukukun Haliç bölümünde yaşıyor, kokulara alıştı." (Haliç'in artık kokmadığından bile haberi yoktu Kılıçdaroğlu'nun... Neyse bunu geçelim!)
Haşim Kılıç, Kılıçdaroğlu'na yazılı bir açıklamayla cevap verdi: "Statüko yanlıları derken hiçbir kişiyi ya da partiyi hedef almamıştım... Halkın iradesini hiçe sayanlar, onun vesayet altında tutulması gerektiğine inananlar, 11 bin hâkim ve savcının kararına saygı göstermeyenler, yasak alancılar, hukuk devleti kavramının arkasına sığınarak insanları susturanlar, yaşam tarzı dayatanlar, statükonun kapsamı içindedir. Adı geçen genel başkanın bu kapsamdan neden rahatsızlık duyduğu anlaşılamamıştır. Vicdanımı ve ahlâk anlayışımı sorgulama pervasızlığını göstermek hiç kimsenin haddine değildir. Ahlâk sadece hukukçulara değil, siyasetçi de dahil, herkes için gereklidir."
Tartışmadan doğan gerginlik 2010'da kalmadı. Sonunda, Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümüne CHP Genel Başkanı'nı davet etmeyerek, iplerin iyice koptuğunu gösterdi. Her ne kadar, Kılıçdaroğlu açık bir polemiğe girerek geçmişte Kılıç'ı hedef almış olsa dahi, Anayasa Mahkemesi Başkanı sıfatıyla onun CHP'ye davetiye göndermemesini hatalı bir davranış olarak görüyorum. Böyle bir tavır, herkese eşit mesafede durma anlayışına aykırıdır.