Dicle olayını Meclis çözsün
Hatip Dicle ile ilgili 17 Haziran tarihli yazımda, bugün ortaya çıkan sorunu tahmin etmiştim. Çünkü Anayasa'nın 76'ncı maddesi, bir yıl ve daha fazla hüküm giyenlerin milletvekili seçilmesini imkânsız kılıyor. Hatip Dicle'nin bugüne kadar fazladan yattığı yıllar, cezasından mahsup edilince, hapis yatma mecburiyeti doğmuyor ama aldığı hüküm ve sonuçları kalkmadığı için, seçilmesinin önündeki engel sürüyor. Kanun, mahkûmiyetin tamamlanmasından 3 yıl sonra, sicil affı imkânı getiriyor. Henüz Dicle'nin mahkûmiyetinin üzerinden 3 yıl geçmediğine göre, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) "milletvekilliği yapamaz" kararı anayasa gereğidir. Ama bu noktada da itirazlar var. Şöyle ki, Yüksek Seçim Kurulu'nun seçilen bir kişinin milletvekilliğini düşürme yetkisi mevcut değil. Daha doğrusu, re'sen harekete geçip, böyle bir inceleme başlatamaz. Ancak şikâyet üzerine devreye girebilir. Burada itiraz yokken, müdahale edip, karar verdi. Hatip Dicle'nin avukatları, "Müvekkilimiz, seçilme yeterliliğine sahip olmasa dahi, milletvekilliğini düşürme yetkisi, millet iradesinin temsilcisi sıfatını taşıyan Yasama organındadır; ancak TBMM, Anayasa'nın 84'üncü maddesine göre, Dicle'nin milletvekilliğini sonlandırabilir" diyorlar.
17 Haziran tarihli yazımı şöyle tamamlamıştım: "Meclis'i tatile sokmadan, bir iyi niyet gösterisi olarak, Terörle Mücadele Yasası daha demokratik bir hale getirilirse, hem Hatip Dicle sorunu halledilir, hem de yeni bir anayasa için uzlaşma zeminine doğru ilk adım atılmış olur."
Aynı düşüncem bugün de devam ediyor. Top Meclis'te.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.