Köstebek var ama... kim?
Kılıçdaroğlu, grup toplantısında, yeni bir şey söylemedi. Daha önce gazetelerde İçişleri Bakanlığı'nın Özel Kalemi'nden Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz'ın arandığı haberi çıkmıştı. Hatta Özel Kalem Müdürü Süleyman Tapsız suçlanmış, şu anda Burdur Valisi olan Tapsız, iddiaları yalanmıştı. Kılıçdaroğlu'ndan duyduğumuz tek yeni söz, telefonun Özel Kalem Müdürü tarafından değil, Beşir Atalay'ın koruma müdürü tarafından edildiği hususudur. Aslında, Özel Kalem Müdürü'nün telefon etmiş olması ihtimali çok daha vahimdi. O ihtimal ortadan kalktı.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin önemli bir bakanını suçlarken, eski yemeği pişirip yeniden servis etmenin yanı sıra, koruma müdürünün, Beşir Atalay'ın talimatıyla bu telefonu ettiği hususuna hiçbir açıklık getirmiyor. Dosyada böyle bir belge mevcut değil. Telefon, gece 22.19'da, mesai saatinden sonra edilmiş. (Koruma Müdürü Ali Karabağ ile konuştum. Kendisi, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz'ı arayıp, arama yapılacağı bilgisini vermediğini söylüyor. Korkmaz, bakanlık üstüne kayıtlı cep telefonundan aranıyor ama, bu telefon, Ali Karabağ'da olmasına rağmen, başkaları da görev amaçlı olarak aynı telefonu kullanabiliyor.) Bununla beraber, gerçekten 22.19'da telefon edildiyse, ardından da 22.22'de Veli Korkmaz, Kanal 7 Genel Yayın Müdürü Mustafa Çelik'i bilgilendirdiyse, arama yapılacağının sızdırıldığı ihtimali güç kazanıyor. Fakat, bu telefonu kimin kullandığı ve ne konuşulduğunun bilinmesine imkân yok. Çünkü, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), sadece iki telefon arasındaki irtibatı ve saatini verebiliyor.
Tekrar edelim: Deniz Feneri'nde bir köstebek var ama, bunun Koruma Müdürü Ali Karabağ olduğunu ya da telefon eden kişinin Beşir Atalay'la irtibatının bulunduğunu ispat eden bir delil, bildiğimiz kadarıyla, dosyada mevcut değil.
* Kılıçdaroğlu, grup konuşmasında siyah bir dosya gösterdi. İnşallah bu dosyanın akıbeti, Genel Kurul'da büyük iddialarla ortaya attığı kırmızı dosyanınkine benzemez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.