İddianamede önemli belge
Bu notun Genelkurmay'da bulunmadığı, dolayısıyla düzmece olduğu iddia edildi. Oysa iddianamede de belirtildiği gibi, Ergenekon tutuklusu Albay Levent Göktaş'ın ofisinden çıkan 51 No'lu DVD içeriği (111 adet dosya) hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, 14 Nisan 2009'da, Genelkurmay Askeri Savcılığı'na şu soruyu iletmişti: "Bu belgeler Genelkurmay'ın arşivinde var mı? Gizliliği kalktı mı?"6 Mayıs 2009'da, Askeri Savcılık'tan 8 sayfalık bir liste geldi. Listede, 111 dosyada yer alan ve farklı tarihler taşıyan bilgi ve belgeler, "çok gizli", "gizli"ya da "gizliliği kalktı"şeklinde derecelendiriliyordu. Yukarıda sözünü ettiğimiz belgeyle ilgili olarak ise, Askeri Savcılık,"TCK'nın 334. maddesi kapsamında gizliliği kalkmamıştır"diyordu. (Buradan da, bilgi notunun, Genelkurmay arşivinde bulunduğu anlaşılıyor)
Ayrıca, iddianamede, AK Parti'ye kapatma davası öncesinde, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ ile Anayasa Mahkemesi Başkanvekili'nin (Osman Paksüt) gizli bir görüşme yaptığı da hatırlatılıyor.
İlker Başbuğ ve Nuran Yıldız, Erkan Mumcu'yla böyle bir işbirliği içine girilmediğini belirtiyorlar; belgeyi yalanlıyorlar. İddianamede ise, aksi ileri sürülüyor. Tabii, tam da cumhurbaşkanı seçilirken ANAP ile DYP'nin ve de CHP'nin Genel Kurul'a girmediğini, ayrıca Mart 2008'de AK Parti hakkında kapatma davası açıldığını, Osman Paksüt ve eşi Ferda Hanım'ın o tarihteki gayretlerini de unutmamak lâzım. Bir başka ifadeyle, cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasındaki gelişmeler, belgeyi teyit eder mahiyette.
İlker Başbuğ, Hasan Iğsız'ı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirip, sonra da Genelkurmay Başkanlığı yolunun açılması için 2010 Şûrası'nda büyük mücadele verdi. Bugün, o mücadelenin sebebi daha iyi anlaşılıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.