Demokratikleşme, fakat...
CHP'nin yeni kabul edilen tüzüğünü "demokratikleşme" açısından inceleyince, o kadar önemli noksanlar göze çarpıyor ki! Önce demokrasinin gereği olan ilkeyi yazıyorlar, sonra "Ama"demek suretiyle geri adım atıyorlar. Seçimlerde örgütün etkisini arttırmak ve farklı ekiplerin parti kurullarında yer almasını sağlamak amacıyla, görünüşte önseçim ve çarşaf liste kabul ediliyor. Ama sonra deniliyor ki:
Sonuç: Demek yeni ve demokratik diye addedilen CHP Tüzüğü'ne göre, 550 milletvekili adayının 187'si Genel Merkez tarafından tespit edilecek. CHP'nin bugün Meclis'te 135 milletvekili var. Anlaşılıyor ki, aday sıralamasının çok önemli bir bölümünde, Genel Merkez etkili olacak. Bu hesaba aday yoklamasını dahil etmedim. Merkez yoklaması ve kontenjan haricinde, bir de aday yoklaması mevcut. Sözde örgüte sorulacak; vilayetlerde araştırmalar yaptırılacak, bilahare sonuçlar Genel Merkez'e sunulacak. Ama tabii ki, son kararı Genel Merkez verdiği, ilçe ve illerden gelen sıralamaya uyma mecburiyeti olmadığı için, aday yoklamasının da, daha ziyade Merkez yoklamasına benzediğini söyleyebiliriz. (AK Parti bütün illerde aday yoklaması yapıyor.)
Neticede CHP Genel Başkanı'nın, milletvekili adaylarının tespitinde ağırlığı aynen devam ediyor. İyi niyetli davranırlarsa, önseçim yaygınlaşır. Ama Kılıçdaroğlu, dizginleri elden bırakmak istemezse, ilke olarak kabul edilen önseçim kolayca rafa kaldırılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.