En büyük sosyal problem: Ağız kokusu
DİŞ PROBLEMLERİNE DİKKAT!
Dişlerdeki çürükler, apseler, diş eti iltihabı, temizlenmesi güç diş eti cepleri ve kemik kaybına bağlı dişler arasında bulunan temizlenmesi güç aralıklar da ağız kokusunun sebepleri arasındadır. Yarım sürmüş gömülü 20 yaş dişinin etrafında yiyecek birikimine neden olan diş eti cepleri hem iltihap oluşumuna, hem de ağız kokusuna yola açar. Altı kolay temizlenemeyen köprüler ve yıllardır yenilenmemiş, diş eti ile uyumu bozulmuş kaplamalar da; besin birikimi ve çürük nedeniyle kokuya neden olur. Uyumsuz, temizlenmeyen ya da yiyecek birikimine sahip pürüzlü yüzeyleri olan, takıp çıkarmalı protezler de yiyecek artıkları nedeniyle koku yapar. Böyle durumlarda çürükler temizlenmeli, diş eti tedavisi yapılmalı, problemli yirmi yaş dişleri çekilmelidir. Temizlenmesi zor alanlarda temizleme işlemi için özel üretilmiş ara yüz fırçaları tercih edilmelidir. Köprü temizliği için de ara yüz fırçaları ve köprüler için üretilmiş diş ipleri kullanılmalı, eski köprüler yenilenmelidir.
Dişler, yemeği çiğneme esnasında yanak ve dil tarafından doğal olarak temizlenir. Ancak diş eksikliğinin olduğu durumlarda dişin olmadığı tarafta çiğneme de olmayacağı için karşıt ve yan dişlerde daha yoğun yemek birikimi olduğu görülmektedir. Uygun bakım yapılmazsa bu bölgede yoğun diş taşı ve bakteri oluşur. Bu durum da ağız kokusunu tetikleyebilir. Böyle durumlarda en kısa sürede implant tedavisi ya da köprü yapımı ile diş eksikliğinin giderilmesi şarttır. Ağız kokusunun giderilmesinde faydalı olacak bazı ipuçları şöyle:
Ağız kokusunu önlemek için ağız hijyeni eksiksiz bir şekilde sağlanmalı. Günde iki kez diş fırçalamanın yanı sıra dişlerin kontaklarında kalan veya köprü restorasyonlarının altına kaçan gıda artıkları, özel ipler ile uzaklaştırılıp temizlenmeli.
Dil temizliği ihmal edilmemesi gereken bir konudur. Dil üzerindeki tat almamıza yarayan tomurcuklar girintili çıkıntılıdır. Dil yüzeyleri; tüketilen yiyecek ve içeceklerden veya içilen sigaradan dolayı renklenir. Dil yüzeyi, bakterilerin yerleşmesi için uygun alanlardır. Bu nedenle dişler fırçalandıktan sonra dil yüzeyi de fırçalanmalıdır.
Ağız hijyeninin sağlanması özellikle yatmadan önce çok daha önemlidir. Ağız içerisinde yaşayan bakteriler, uyku esnasında daha çok aktif olur. Dişler arasında kalan yiyecek artıkları, uyku esnasında dişlerin çürümesi için ideal ortam yaratır. Çünkü uyku esnasında ağıza herhangi bir yiyecek ve içecek girmediği için tükürük salgısı da minimum düzeydedir. Uyku öncesinde dişler fırçalanmalı, dişler arasında kalan artıklar diş ipi ile temizlenmeli ve de son olarak ağız gargarası ile ağız bakımı tamamlanmalıdır.
Özellikle çinko eklenmiş sakızlar, ağız kokusunu azaltmada faydalı olur.
Restoranlarda yemeklerden sonra ikram edilen karanfil, ağız kokusunu gidermede kullanılan en ucuz yöntemlerden biridir.
Probiyotiklerden zengin yiyecek ve içecekler, özellikle düzenli yoğurt tüketmek ağız kokusunu azaltmada etkilidir. Yoğurdun midede yer alan helikobakter pilorinin çoğalmasını da azalttığı bilinmektedir.
Tarçınlı içecekler veya ağızda tarçın çiğnemek; ağız içindeki bakterilerle mücadelede etkilidir.
Sık ve bol su tüketmek böbreklere faydalı olduğu kadar ağız kokusunu azaltır. Bol su içmek tükürüksel kokuyu önlemeye yardımcı olur.
Yemeklerden sonra dişlerin fırçalanamadığı durumlarda en azından ağzı suyla çalkalamak gerekmektedir. Suyla çalkalamak ağızda kalan besin artıklarını uzaklaştırmada faydalı olur.
Sabah kahvaltıdan önce pek çok insanın ağzının kokması, açlıkla ilgilidir. Bu durum, 'Açlıktan ağzı kokmak' deyimini doğrulamaktadır. Yiyecek-içecek tüketimi, tükürük miktarını artırıp ağız kokusunun azalmasını sağlar.
Midede helikobakter pilori enfeksiyonuna bağlı gastrit ve reflü rahatsızlığı olanlar; ağız kokusu problemi yaşayabilirler. Bu yüzden ağız kokusununun giderilmesi için gastroenterolog muayenesi ve mide rahatsızlıklarının tedavisi gerekmektedir.
SİGARA İÇMEYİN, SAKIZ ÇİĞNEYİN!
Sigara tüm vücudu tehdit ettiği gibi ağız içi dengesini de bozup kokuya yol açar. Ayrıca diş eti sağlığını bozar, tükürük akışını yavaşlatır ve ağız içerisinde yüzeyine bakterilerin kolaylıkla yapışacağı koyu renkte kalıntılar bırakır. Sigara yerine bol bol şekersiz sakız çiğneyin. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgınızı artırarak ağız temizliğinize yardımcı olur. Nane ve benzeri şekerli tatlandırıcıların kullanıldığı sakızlar kısa süreli ferahlık sağlar ama şeker içerdiği için dişlere zarar verir. Bu nedenle şekersiz sakız tercih edin.
AĞIZ KOKUSU HASTALIK BELİRTİSİ
Ağız dışında ağız kokusuna neden olan rahatsızlıkların başında solunum yolu, sindirim sistemi, böbrek ve şeker hastalıkları gelir. Kronik böbrek hastalığı olan hastalarda, tükürükteki amonyak ve nitrojene bağlı olarak oluşan balık kokusuna benzer bir koku olur. Şeker hastalarında aseton benzeri bir koku mevcuttur; şekerin yüksek olduğu dönemlerde koku artar.
Özellikle ülser ve mide kanseri, mide hareketlerini bozarak yiyeceklerin uygun şekilde sindirilmesine engel olabilir. Sindirilemeyen yiyecekler midede kalarak kokuşur. Bu koku ağza kadar ulaşabilir. Ülserasyon, hatta kanser nedeniyle bağırsaklarda oluşabilen daralma ya da tıkanıklık, yiyecek posalarının bağırsakta kalmasına ve gaz oluşturmasına neden olur. Bu gaz, doğal yollarla dışarıya çıkamadığı için ağız yoluyla dışarı çıkmaya çalışır.
AĞIZ SULARI İLAÇ ÖZELLİĞİ TAŞIMASIN
Ağız içinde dişler dışında ağız kokusuna neden olan bakterilerin en yoğun bulunduğu alan dil yüzeyidir. Dil yüzeyinde tat almayı sağlayan ince uzun çıkıntılar bulunur. Yer yer derinleşen çukurların arasında bulunan bu çıkıntılar, yiyecek artıklarının birikmesi için çok uygundur. Özellikle boğaza yakın alanlarda çıkıntıların etrafındaki çukurcuklar daha da derinleşir. Ağız bakımı esnasında dil yüzeyini temizlemeyi unutmamak gerekir. Bunun için diş fırçanızı ya da dil için üretilen özel kazıyıcıları kullanmanız yeterli olur. Ayrıca diş ipi ve fırçalama sonrası ağız suları kullanımı da bakterilerin temizlenmesinde etkili olabilir. Düzenli kullandığınız ağız suyunun ilaç özelliği taşımamasına ve dişleri boyayabilecek kadar koyu olmamasına dikkat edin. Diş etlerinizi ve ağız dokularınızı tahriş ediyorsa her gün kullanmayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.