Hareketli protezler hayatınızı kısıtlamasın
Alt üst tam protez kullanan hastalar ile doğal dişleri tam olan hastaların azami ısırma kuvvetleri arasında çok önemli büyüklükte bir fark vardır.
Doğal dişleri olan bir kişide birinci azı bölgesinde ortalama kuvvet 150 ile 250 psi arasında ölçülmüştür. Diş sıkan veya gıcırdatan hastalar, 1000 psi'ye yaklaşan ısırma kuvvetleri uygulayabilirler. Dişsiz bir hastada maksimum ısırma kuvveti 50 psi'den de daha düşük düzeylere kadar iner. Hastaların dişsizlik süreleri uzadıkça genellikle uygulayabildikleri kuvvet miktarı da azalır. 15 yıldan daha uzun süredir tam protez kullanan hastalarda maksimum ısırma kuvveti 5.6 psi'ye düşebilir.
ÇİĞNEMEYİ ETKİLİYOR
Diş kaybı ile birlikte, uygulanabilen çiğneme kuvvetinin azalmasına ve protezin dengeli olmayışına bağlı olarak, çiğneme etkinliğinde de azalma oluşur. Aynı 15 yıllık zaman aralığında, doğal dişlerle çiğnenen besinlerin yüzde 90'ı 12 numaralı standart elekten geçirilebilirken, tam protez kullanan hastalarda bu miktar yüzde 58'e düşer. Uygulanabilen kuvvette yüzde 10, çiğneme etkinliğinde yüzde 40 azalma hastanın çiğneyebilmesini etkiler. Protez kullanan hastaların yüzde 29'u sadece yumuşak veya ezilmiş gıdaları yiyebiliyor, yüzde 50'si birçok gıdadan kaçınıyor, yüzde 17'si ise protezlerini kullanmadıklarında daha rahat çiğneyebiliyor. 367 protez kullanıcısı ile yapılan bir çalışmada hastaların yüzde 47'sinde düşük çiğneme performansı bildirilmiştir. Bu grup içerisinde özellikle gereksinilenden az miktarda sebze, meyve ve A vitamini alan kadınlar göze çarpıyor. Bu hastalar daha yüksek çiğneme etkinliği gösteren hastalardakine göre belirgin olarak daha fazla ilaç kullanıyordu.
Yüzde 28'i de mide ve bağırsak rahatsızlıkları için ilaç kullanıyordu.
Yetersiz çiğneme etkinliği olan hastalarda yüksek oranda lif içeren gıdaların daha az alınması mide ve bağırsak rahatsızlıklarının oluşumunu teşvik eder. Buna ek olarak, karmaşık ve kaba lokma; uygun sindirim ve besin alımı işlevlerini zayıflatabilir.
Literatürde, yetersiz dişlerin zayıf çiğneme ve yutkunma performansına neden olduğu ve bunların da hastalıklar, yetersizlikler ve beklenen hayat süresinde kısalmaya neden olduğu yönünde pek çok bildirim bulunuyor.
ISIRMA KUVVETİ AZALMAYA BAŞLAR
Bir çalışmada, protez kullanan hastalar ile doğal dişleri tam olan hastalar; çiğneme etkinliği yönünden karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada, farklı performans seviyeleri ve normları değerlendirildiğinde, tam protez kullananlarda tam dişli hastalara göre altıda bir gibi düşük çiğneme etkinliği bulunduğu vurgulanmıştır.
Hastaların sağlık düzeyleri ve yaşam sürelerini diş sağlığı ile bağdaştırarak inceleyen birçok çalışma bulunuyor. İleri yaşlarda zayıf çiğneme etkinliği istemsiz kilo kaybına ve ölüm sayısında artışa neden olabilir. Bununla çelişkili olarak, önemli miktarda diş kaybı olan hastaların obez olma riskinin daha fazla olduğu bildirilmiştir.
Kalp krizi yönünden geleneksel olarak bilinen riskler dikkate alındıktan sonra, kalp krizi hâlâ bilinen en yaygın ölüm sebebi olmakla birlikte, diş hastalıkları ile kalp hastalıkları arasında belirgin bir ilişki vardır. Bu hastaların çiğneme sistemlerinin normal işlev görebilecek şekilde restore edilmesinin, bu hastaların yaşam kalitelerini ve sürelerini artıracağı öngörüsü gayet tutarlı bir mantık içerir.
Yumuşak doku destekli hareketli bölümlü protezler, hastalar tarafından en alt düzeyde olumlu karşılanan protez tiplerinden biridir. Hareketli bölümlü protezleri olan hastaların yarısı protezleri olmaksızın daha iyi çiğnediklerini bildiriyorlar.
44 yıllık bir takip çalışmasının sonuçlarına göre ilk bir yıl sonunda bu tip protez kullanan hastaların sadece yüzde 80'i protezlerini kullanmaya devam ediyor. Serbest sonlanan dişsizlik olgularında bu oran, dört yıl sonunda yüzde 60'a düşmektedir.
Serbest sonlanan dişsizlik olgularında yapılan bir diğer takip çalışmasında, hastaların beş yıl sonunda protezlerini kullanma oranları yüzde 60 civarındadır. Bu oran 10 yıl sonunda yüzde 35'e düşüyor. Bir diğer çalışmada, altı yıldan daha fazla süre kullanılan protez sayısının çok az olduğu bildirilmiştir.
PROTEZLERİN OLUMSUZ SONUÇLARI
Hareketli bölümlü protezlerle ilgili sorunlar şunlardır:
Hareketli bölümlü protezler ile ilgili raporlar, kalan dişlerin ve çevre ağız dokularının sağlığının sıklıkla bozulduğunu ortaya koyuyor. Destek dişte düzenleme gereksinimi ortaya çıkışının başarısızlık olarak değerlendirildiği bir çalışmada geleneksel hareketli bölümlü protezlerin beş yıllık başarı oranının yüzde 40 ve 10 yıllık başarı oranının ise yüzde 20 olduğu bildirilmiştir.
Hareketli bölümlü protez kullanan hastalarda sıklıkla destek dişlerde hareket artışı, tartar artışı, derinlik ölçerken daha fazla kanama, daha fazla çürük görülme sıklığı, konuşmada zorluk, tat almada azalma hissi ve kullanıma uyum sağlayamama durumu oluşur. Yapılan bir çalışmada beş yılda yüzde 23 ve sekiz yılda yüzde 38 gibi yüksek bir oranda destek diş kayıpları oluştuğu bildirilmiştir.
Buna ek olarak, yumuşak doku desteğinden faydalanılan bölgelerde kemik erimesi hızının arttığını da göz önünde tutmak gerekir. Dolayısıyla, ağız koşullarını iyileştirecek ve kemiği koruyacak alternatif tedaviler gereklidir.
KEMİK KAYBININ ANATOMİK SONUÇLARI
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.