ŞELALE KADAK

‘Üzerindeki kırmızı kazak yirmi yıllıktı’

2005 yılıydı. TEMA'nın kurucularından, 'Toprak Dedemiz' Hayrettin Karaca ile röportaj yapmak üzere randevulaştım. O hafta Karaca'nın Yalova'da gözü gibi baktığı Karaca Arboretum'una hırsızlar girmiş ve onlarca ağaç fidesini çalmıştı. "Benim ağaçlarımı çalanları yazıyorsunuz, oysa toprağı çalıyorlar, haberiniz yok" demişti.
"Kimler çalıyor toprağı" diye sorunca da şu cümleler çıkmıştı ağzından:
"Herkes! Çalmayan yok. Gidiyor, gidiyor şakası yok. Bu ülke gidiyor, haberiniz olsun. Toprağın yerine bir şey koyamazsınız. Bu toprak her saniye gidiyor. Şu an biz konuşurken neler kaybediyor. Bunun hesabı yok. Katrilyonlarca liradan dahi daha değerli toprak gidiyor ve bir daha geri gelmez. Açlığın, yoksulluğun, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, çaresizliğin temelinde toprak var. Toplumsal barış topraktan gelir. Aç insanlarla barış kurulabilir mi? Toprak ne yapıyor? Her şeyi veriyor sana, işini, aşını veriyor. Öyle köylerimiz var ki geriye göç başladı. TEMA olarak projeler yaptık, şimdi istihdam yaratılıyor."
15 yıl önceki sohbetimizi hatırlatıp, genç kuşaklara bu ülkeden eşsiz insan, gerçek bir vatansever Hayrettin Karaca'nın geçtiğini duyurmak istedim. Karaca'nın vefatı sonrası her yerde kırmızı kazaklı fotoğrafları yayınlandı biliyorsunuz. İşte bu kırmızı kazağın da bir hikâyesi var...
O gün de kendisine "Sizi kırmızı kazaksız görmek mümkün değil, kaç tane var" diye sordum. "İki tane. Biri bu, diğeri de kapalı yakalı" dedi. Neden sürekli kırmızı kazak giydiğini sorduğumda da "Başka yok da ondan" cevabını verdi. Ben, Karaca trikolarının üreticisi olarak sadece iki kazağı olmasına şaşırınca "Çok vardı, onları verdim. Tüketmeye karşıyım. 'Karaca yıllarca' diye bir sloganımız vardı. Benimki de işte yıllandı. Üzerimdeki kazak 20 yıllık. Karaca'yı 50 yıl dahi giyenler, babadan oğula hatta toruna kalanlar var" dedi. Karaca'yı sattığı için pişman olup olmadığı sorusuna da şu yanıtı verdi: "O markaya bir şey olmaz. Karaca'yı büyütmek için çok savaş verdim ama kadere razı olacaksın. Tabii ki sahibi ben olup, markayı bugünlere getirmek isterdim ama o gücüm yok. Ben 1980'lerden sonra para kazanmamak için her türlü numarayı yapıyorum. Yeter artık para beni kullanamaz. Şimdi ben onu kullanıyorum."
Uzun röportajın hayat dersi niteliğindeki sözleri böyleydi. Hayrettin Karaca'yı rahmetle anıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.