Önce 2014'ü tartışalım
Başkanlık sistemi tartışması yepyeni bir sistemin Türkiye'ye yerleştirilmesi olarak göründüğü için bir çok kesim haklı olarak tedirginlik duyuyor ve tartışmada yer almak istiyor. Doğal. Yeni bir sistem getirilecekse taraflar onu ayrıntısıyla irdelemek istiyor. Hoş, öyle bir tartışma noktasında değiliz. Oysa başkanlık sistemi önemli bir yapısal değişikliktir ve gerçekten de irdelenmesi gerekir.
***
Oysa hayli engebeli bir gelecek bizi bekliyor. Türkiye bugüne kadar sürdürdüğü alışkanlıkları bir yana bırakacak ve yepyeni bir siyasal bünyeye adapte olmaya çalışacak.
İşin belkemiği şu: bugüne kadar Cumhurbaşkanı tarafsız olsun, oldu-olmadı diye çırpınan, haykıran Türkiye unutuyor ki, o 2014 yılında Cumhurbaşkanını halk seçecek ve gene Cumhurbaşkanı partili biri olacak. Ondan sonra mesela bu tarafsızlık meselesini nasıl karşılayacak Türkiye, nasıl başa çıkacak onunla?
İkincisi, belki daha da önemlisi bu yeni sistemde Başbakan da halk tarafından seçilecek. Parlamentonun gücü ve meşruiyeti halk tarafından seçilmesinden gelecek. Onunla özdeşleşen, ona karşı sorumlu olan Başbakanın karşısında gene halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı olacak.
Bunu da bir tarafa itelim. Bugünkü devlet yapısı a'dan z'ye kadar tarafsız Cumhurbaşkanı ve sorumlu Başbakan/ hükümet modeli üstüne bina edildi. Devlet bürokrasisinin belkemiğini bu esas teşkil ediyor. Kısa bir süre sonra model şu yukarıda söylediğim dokuya kavuşunca bu atamaların, bu sorumluluklar zincirinin nasıl kurulacağı konusunda en küçük bir akıl yürütme yok. Akıl yürütme de işe yaramaz. Bu sistemin yeniden düzenlenmesi gerekir ve kolay bir iş değildir.
Türkiye muhayyel, mutasavver, meçhul bir Başkanlık sistemini değil, evvela bu yapının ayrıntılarını tartışmamalı mı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.