14 yıl, AK Parti, üç dönem
AK Parti'nin 14. Yıldönümü kutlandı. Gelecekte Türkiye'nin bugünlerini yazanlar bu partiyle ilgili çok şey söyleyecektir. Fakat iki önemli nokta dikkatleri hemen çekecektir.
Birincisi, demokratik Cumhuriyet tarihinde yani 1950 sonrasında 14 sene sürekli iktidarda kalmış ikinci bir parti yok. CHP'nin 1923-1950 arasındaki dönemi bir esas teşkil etmez. Çünkü antidemokratik, tek parti çağıdır. Siyaset resmen yasaklıdır.
İkincisi, AK Parti dönemi çok tartışmalı bir dönem oldu. Nedeni basit: Türkiye ilk defa sistem dışı bir partinin sisteme müdahalesini gördü. Bu bir savaştı. Kısmen bitti. Kısmen devam ediyor. Durum aynı zamanda AK Parti'nin devraldığı siyaset ve devlet mirasıyla gerçekleştirmek istedikleri arasındaki derin ilişkiden kaynaklanıyordu. O nedenle bu tarihe ait birkaç şey söylemek istiyorum.
Demokratikleşmenin gerçek/çi adımları bu dönemde atıldı. Bunu sağlayan bir demografi ve siyasal coğrafya onlarla bütünleşmiş yeni sosyolojik talepler at başı gitti. Önce RP'nin sonra AK Parti'nin başarısı bu oluşumları görmesi, anlaması, onlarla bütünleşmesi oldu. Ve ne yazık ki, Türkiye'deki yerleşik siyaset eliti bu gerçeği ancak şimdi (o da hala sınırlı bir şekilde) yeni görüyor. Bu gerçekten üzülmek gerek bir durumdur, çünkü kaçırılmış fırsatları içerir.
Bir şey söyleyeyim: bu dönemde, 2001 sonrasında, bütün o başörtüsü tartışmaları içinde AK Parti daha dindardır, daha Müslümandır, daha İslamcıdır, ne dersek diyelim, ama aynı zamanda daha fazla demokrasi talep etmektedir ve daha teknokratiktir.
Gene kabul etmek gerekir ki, bu dönem 2001'den evrilerek gelen Abdullah Gül'ün damgasını taşır.
Bu kırılma noktasıydı. Gene maalesef CHP çevrelerinin görmediği ve katılmadığı aksine bir parçası olduğu şekilde bu gelişme hem Gül'ün seçilmesiyle hem de AK Parti siyasetinin arkaik siyasetini aşıp kendisini konsolide etmesiyle sonuçlandı. Tüm o Balyoz, Ergenekon davaları özünde doğru ama bütün uygulamalarında bu nedenle yanlıştı. Oysa CHP bu hareketlerin içinde yer almasaydı bugün her şey çok daha farklı bir noktada bulunacaktı.
Şimdi üçüncü dönem yaşanıyor. Bu dönem şimdilik Davutoğlu dönemi. Önümüzde seçim var. O seçimler bundan sonrasının AK Parti için ne ifade edeceğini gösterecek. Bakalım AK Parti dönüştürücü parti mi olacak, dönüşen parti mi?
Mesele bunları düşünmek ve anlamaktır...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.