
Dokunulmazlıklar ve Kürt meselesine yeniden bakmak
Neredeyse çok şükür diyeceğim, dokunulmazlıkların kaldırılması bir referandum meselesi olmayacak. Kendi içinde başından beri sorunlu bulduğum bu konu, yani dokunulmazlıkların anayasa değişikliğiyle bütünleştirilmesi ve bizatihi Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması bir de referanduma götürülseydi içinden hiç çıkılmaz bir hal alırdı.
Ben, paradoksal olduğunu bilsem de, Kürt meselesiyle dokunulmazlıkları kısmen birbirinden ayırıyorum.
Kabul ediyorum, hendek ve şehir savaşlarıy- la birlikte hadise hiç beklenmedik bir dönemeç aldı ve bugüne geldik. Dolmabahçe Protokolü'nün yok sayılması, diğer kronolojik ve pozisyonel ayrıntılar beni ilgilendirmiyor. Benim için önemli olan bu meselenin şimdi iki tarafça da militer terimler üstünden ilerlemesi.
Gene kabul ediyorum, hendek ve şehir savaşlarından sonra başlayan süreçte, ama doğru ama yanlış, hükümet gerek sahada gerekse moralite bakımında önemli bir üstünlük sağlamış durumda. Ne var ki, bu, sorunu ortadan kaldırmaya yetmiyor. Ya da sorunun diyelim bir bölümünü ortadan kaldırıyor, kaldırıyorsa. Ama gerisi olduğu yerde, belki daha katılaşarak, belki daha katmerleşerek duruyor.
Kimse de bu aşamada demokratik platformda meseleyi nasıl halledeceğimizle ilgili en küçük bir açılımda bulunmuyor.
Böyle bir gelişmenin altında bu iki hareketin, bir de feminist hareketin açılımları vardı. Bunlar 'yeni toplumsal ve politik hareketler' olarak dönemin sivil toplum arayışlarıyla bütünleşerek bahsettiğim önemli açılımı sağlamıştı.
Militer sorun gene vardı. Çatışmalar devam ediyordu. Hatta faili meçhuller gündemi mühürlüyordu. Milletvekilleri en olmadık şekillerde Meclis'ten alınıp götürülüyordu. Mezralar yakılıyordu. Köyler boşaltılıyordu. Buna rağmen sivillik temelinde, demokrasi temelinde çok önemli bir işleyiş, derin bir su gibi akıyordu ve etrafına bereket katıyordu.
Başbakanın sürekli olarak teröre yaptığı vurguya rağmen mevcut hükümeti bir şans olarak değerlendirmek gerekir. Bu kabinenin daha uzlaşmacı olduğunda kuşku yok. Toplumla herhangi bir konuda çatışmış, ters düşmüş tek bir bakan kabinede yer almadı. Dokunulmazlıklar bir sorundur, sorun olacaktır ama sanıldığı gibi bir gecede olup bitecek bir iş değildir o. Bütün bunları bir imkân olarak görmek gerek. Durumu sivil, politik ve demokratik bir mantıkla ele almak gerek.
Herkesin buna ihtiyacı var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.