Nasıl bir başkanlık sistemi?
Bu köşede ısrarla yazıyoruz ki Türkiye en nihayet başkanlık sistemi modelini benimseyecektir. Çünkü Türkiye'nin başka çaresi yoktur. Şu anki sistem amorf ve anlamsız bir sistemdir. Şu anki rejimimize parlamenter sistem bile denemez. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu ısrarla bu gerçeği ifade ediyorlar. Muhalefet partileri de sağduyulu olmalı ve Türkiye artık nasıl bir başkanlık sistemi'ne geçeceğini tartışmalıdır. Hep yazdığım gibi ben dar bölge iki turlu başkanlık sistemi modelinin Türkiye'nin vücuduna uygun elbise olduğu kanaatindeyim...
Öte yandan her türlü başkanlık modeli üzerinde tartışabiliriz. AK Parti Kars milletvekili hukukçu Mehmet Uçum da bu konu üzerinde kafa patlatanlardan biri. Dün Mahmut Övür'ün de köşesinde yazdığı gibi Uçum'un çalışması "Türkiye tipi başkanlık sistemi model önerisi" başlığını taşıyor. Uçum, sistem tartışmalarının arka planını ve gerekçelerini anlattıktan sonra şu temel tespiti yapıyor: "Türkiye tipi başkanlık sistemi, Türkiye'nin siyasal, hukuki, kültürel ve sosyal tarihi ile geleneklerine dayanan, şimdiye kadar oluşturduğu kurumları dikkate alan, radikal bir metotla yani kopuş yöntemiyle değil, süreklilik içinde yenilenme anlayışıyla yapılandırılacak bir modelin adıdır."
Uçum modelini, üniter devlet yapılanması içinde "Güçlü Yerel-Bütünleştirici Merkez" ilkesine dayalı bir model olarak niteliyor. İşin bamtelini de şu madde özetliyor:
"Yürütmeye bağlı parlamento değil yürütme karşısında güçlü olan ve çeşitli alt gruplarla çok yönlü çalışma yapabilecek parlamento, güçlü milletvekili ve güçlü parti grubu içeren bir yönetimdir."
"Ülkemizde başkanlık sistemi tartışması, halkın devletle ilişkisini yeniden inşa etme ihtiyacının bir gereğidir. Bu tartışma kişi esaslı yürütülemez ve kişi esaslı da değildir."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.