Bırak gitsin dönerse...
Yılbaşı gecesi Taksim'de ellerindeki Suriye bayraklarıyla tezahürat yapan bir grup üzerinden yabancı düşmanlığı körükleniyor.
Devletin "olağanüstü ayrıcalıklar" tanıdığı iddia edilen bu kişilerin "çok şımardıkları," işsizliğe ve asayiş sorunlarına neden olduğu söylenip vatandaşların hassasiyetleri kaşınıyor.
Yalanın bini bir para...
Kıvılcımlar önce, sahte hesaplarıyla artık bir çöplükten farksız olan Facebook ve giderek ona yaklaşan Twitter'da çakılıyor... Dalga dalga, konuya duyarlı kişileri de manipüle ederek ve onların da katkısıyla yayılıyor.
Hızı abarttığımı düşünenleriniz, yalanın gerçekten altı kat daha hızlı yayıldığını gösteren MIT araştırmasına yer verdiğim yazıya bakabilir. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2018/03/11/oyle-biryalana-inandirdilar-ki-bizi
Buradaki "Arap'ın" etnik bir tanım değil, parası olan Müslümanları kastetmek için kullanılan bir sıfat olduğunu söylememe sanırım gerek yok.
Ama ekonomik katkılarına rağmen onlar da yaranamıyorlar...
Örneğin dün yine 8 bin İranlının, konut sektöründeki avantajlardan yararlanarak İzmir'den ev aldığı haberi, solcular tarafından bile, sanki bir felaketmiş gibi sosyal medyada eleştiriliyordu:
"Türkler gidiyor, Araplar geliyor!"
Okumuşsunuzdur, Malta Resmi gazetesinde yayınlanan, vatandaşlık alan "Türkiye'den zenginlerin" listesinde kimler yoktu ki?
Artık amaçları ne... Vergiden mi kaçınmak istiyorlar yoksa kendilerini Avrupalı hissetmek mi istiyorlar, bilemiyorum.
Ama New York Times'ı "Türkiye'den kaçış" haberinde görüşlerini açıklayan Bekir Ağırdır kendinden çok emin. Ona göre gidişler, "Erdoğan'ın toplumu değiştirme çabasının sonucu!"
Sormadan geçemeyeceğim Sevgili Bekir Abi... Türkiye'nin bölgenin çekim merkezi olması sence neyin sonucu?
Ve Türkiye'yi terk ettiği söylenen o 253 bin kişinin ne kadarı darbeci FETÖ mensuplarından oluşuyor sence?
Geleceğini bu topraklarda gören hoş gelir, başka yerde görene de güle güle.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.