
Akıntıya karşı
90'ların ortasında internet kullanımının "sivilleşmesiyle" birlikte varlığını hissettiren küreselleşme etkilerini iyice göstermeye başladı.
Eski döneme ait tüm söylemler ve kurumlar zor durumda. Değişen dile koşut olarak "algı biçimleri" büyük oranda farklılaştı.
Öyle ki bu değişim, insanın uyum sürecine etki eder hale geldi. Yeni nesil, başparmağını işaret parmağı olarak kullanıyor.
Eski model cep telefonunu sadece konuşmak için kullanan annem zili işaret parmağıyla çalıyor. Akıllı telefon müptelası oğluysa aynı iş için başparmağını kullanıyor.
Annemim zile boyu zor yetişen torunuysa işi "Hey Siri"ye havale edip ev sahibine telefon ederek kapıyı açtırıyor.
Yakın gelecekteki kuşaklar arası farklılığın ne kadar "eğlenceli" sonuçlar doğuracağını bir düşünsenize!
Hayatı akvaryumundan ibaret sayanlar değişime yerlerine sabitlenerek direneceklerini sanıyorlar. Oysa tehdit aşırı hız ve değişimse sele kapılıp sürüklenmemek için en akıllıca olanı hareket etmek.
Mesela, küreselleşmeye geç eklemlendiği halde rekabete bir yerinden dahil olan Hindistan gibi, uyum sağlamaya çalışmak.
Aşırı nüfus gibi eksilerini artıya çevirmenin yollarını aramak. Batı'nın teknolojik taarruzuna karşı yüksek duvarlar örmek yerine potansiyel iş gücünü bu dalgada sörf yapmaya hazır hale getirmek.
Herkesin, özellikle gençlerin bir gerçek diğeri sanal olmak üzere en az iki canının ve karizmasının olduğu bu çağda algıları eski usul yöntemlerle belirlemekse hayal.
Mesela, dizilerdeki, filmlerdeki ve hatta haberlerdeki boş içki bardaklarını mozaikleyerek gençleri zararlı alışkanlıklardan korumak artık etkili bir yöntem değil.
Aksine, "deep web" gibi alternatif mecraların akıl almaz çeşitliliğe kavuştuğu böylesine bir dönemde komik de.
Ben telezviyonların bütün eğlencesini kaçırıp şimdi de internete el atan RTÜK'ün yerinde olsam bir an önce yeni çağın yeni dilini gençlerden öğrenmek için bir şeyler yapardım.
Geç kalmadan...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.