Korona günlerinde yurttan ve dünyadan linç manzaraları
Koronaya "Çin virüsü" adını takan ABD Başkanı Donald Trump'ın "ırkçılık" yaptığını iddia edenler var.
Ne var ki virüs paniğinin tüm dünyada yarattığı dalgaya bakılırsa ten rengine dayalı bu "kaba ırkçılık" tartışmanın geride kalan bir sorun olduğu açık.
Zira bugünlerde başımız gündelik faşizmin şahlanışıyla belada.
Bağışıklık sistemleri gençlere göre daha zayıf olan "ihtiyarlara" yönelik yapılan "sokağa çıkma" çağrılarının yavaş yavaş sertleşmesi ve saygısızlaşması bunun son örneklerinden.
Umarım, bu sert rüzgâr toplumdaki "daha zayıf" bireylere yönelmeden koronavirüsten kurtuluruz da... İki tuvalet kâğıdı fazla almak için komşumuzu ezerken üstünde tepindiğimiz insanlığımızı daha fazla sorgulatmayız.
***
Çünkü herkeste birine bir şeye sarma eğilimi depreşiyor. (Kubrick'in The Shining'ini bir daha izlemenin zamanıdır)
Geçenlerde de sosyal medyada, gösterisinde Aleviler ile ilgili "Hepsini bir otele tıkıp yakabilirsin, geçmişte örnekleri var" şeklinde cümleler kuran Pınar Fidan isimli bir tiyatrocu linç ediliyordu.
Solcusu, sağcısı, AK Partilisi, CHP'lisi, Alevi'si Sünni'si bir olup Fidan'a gün yüzü görmemiş hakaretlerle saldırıyorlardı.
Merak edip adını ilk kez duyduğum Fidan'ın eleştirilen vidosunu izledim.
Kendisinin de Alevi olduğu söylenen oyuncu, tepkilerde dile getirilenin aksine, gösterisinde Madımak olaylarını eleştiriyordu. Evet, sarkastikliği ve agresifliği abartmıştı ama kastı değişmiyordu.
***
Sosyal medyada kendisine edilen hakaretlerin arasında görebildiniz mi bilmiyorum... Özetle, bu alkış etkinliğinin ışık söndürme eylemleri potansiyeli taşıdığını iddia ediyordu.
Ancak önce Sağlık Bakanı, ardından da ikinci günde Cumhurbaşkanı, eşi Emine Erdoğan'la birlikte eyleme katılınca işin rengi değişti, netleşti.
Babaoğlu'nun söylediklerine katılırsınız ya da katılmazsınız...
Haşmet abiye iki gündür sosyal medyadan ve "Faltaylı" gibi köşesinden ağza alınmayacak laflar eden kimi tiplere baktıkça da meselenin ne içerik ne de üslup olduğunu anlıyor insan.
Bence biraz sakinleşmemizin, tepki vermeden önceki düşünme, muhakeme sürecine çok değil birkaç saniye daha eklemenin zamanıdır.
Zira koronadan kaçayım derken, tahammülün sıfırlandığı, sanatçıların ve entelektüellerin yanlış anlaşılırım korkusuyla içe kapandığı derin bir suskunluk sarmalına dolanacağız.
Faşizm başka neydi ki?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.