Hoca da algoritmayı çözmüş
Diyanet İşleri fetva servisinin vatandaşların soruları karşısında verdiği cevaplar sürekli gündeme getiriliyor.
Son olarak birisi, "Ticarette kâr haddi var mıdır?" diye sormuş...
Diyanet de hadisle cevap vermiş:
"Şüphe yok ki fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah'tır. Ben sizden birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde Rabb'ime kavuşmak istemem."
Artık "açık bulmak" için mi yoksa çok dindar olduklarından mı bilinmez, Diyanet'in internet sitesinden çıkmayan ve gün aşırı haber yapan Cumhuriyet'in editörleri de bu cevabı şöyle manşete taşımışlar:
"Diyanet'ten hayat pahalılığına karşı fetva: Fiyatları tayin eden Allah'tır."
***
Yargıya varmadan önce "Metni de bir okuyayım" demiyor.
Bu formülü çözen muhalif basın da gazeteciliği ayaklar altına alıp çarpıtmanın dibine vuruyor.
Dün bu haberi "gülmem" için gönderen arkadaşlarımın bile Cumhuriyet'e güvenip, Diyanet'in hayat pahalılığıyla ilgili bir fetva verdiği iddiasına inandıklarını üzülerek gördüm.
Oysa azıcık zahmet edip olayı anlamaya çalışsalar, Diyanet'in işini yaptığını, vatandaşların dinle ilgili sorularına dini referanslar göstererek cevap vermekten başka bir şey yapmadığını göreceklerdi.
Öyle ya, Diyanet'in "Kârda sınır nedir" diyen birine nasıl cevap vermesini beklersiniz?
Teknik ya da politik bir iktisat yorumu mu yapmalılardı sizce?
Bütün dinler "Kâr da zarar da Allah'tandır" demiyor mu?
Ancak tık alma, dikkat çekme algoritmasını tek çözen muhalif medya değil...
Onların ilgisini fark eden ve sosyal medyada etkin kimi imamlar da mevzuyu çözmüşler.
Ben demiyorum, birkaç gündür "Sokaklar kasap dükkânı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor" şeklindeki sözleri tartışılan imamın kendisi söylüyor...
Tepki alacağını bilerek böyle konuştuğunu ve eleştirileri doğru yolda olduğunun göstergesi saydığını anlatıyor.
İstediği gibi bir sonuç da aldığı ortada.
***
Ne var ki hocanın taktiği yalnızca İslamofobik çevrelerde değil sağduyulu insanlarda da tepki yaratmışa benziyor.
Bu ötekileştirici ve kaba dili eleştiren sayısız yorum okudum.
Ben de kendilerine katılıyorum.
Hitabeti kuvvetli bu hocamızın hedefi, mensubu olduğu dini güzel ve kolay anlaşılır göstermek, kafasında soru işareti olan insanları tatlı dille ikna etmeye çalışmak olmalı.
En azından teorik olarak...
Bu üslup dini konulara kafa yoran, anlamaya çalışan insanları soğutmaktan başka bir işe yaramaz. Ancak kendisini seven insanlardan "Hocam ne kadar güzel laf oturttunuz" şeklinde övgü alır o kadar.
Bence dini tebliğ iddiasıyla ortaya çıkan bir hocanın hedefi bu olmamalı.
Birilerini kızdırıp sinirlendirerek popülarite elde etmeye çalışmak, sosyal medya fenomenlerine uygun bir tarz değil mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.