MELİH ALTINOK

Tarkan halk plajına gelmese, vatandaş denize giremeyecek

İstanbul'un Karadeniz kıyısındaki Kilyos Plajı, "Halk sahilleri doldurdu, vatandaş denize giremiyor" geyiği yapılınca akla gelen sembol yerlerden.
Vakit bulunca, tercihen hafta içi gittiğim bu güzelim sahile haksızlık ediliyor.
Zira hepi topu birkaç kilometre sahili olan kentte İstanbulluya soluk olan bu bölge iyice boş verilmiş durumda.
Her taraf çöp. Ama öyle böyle değil, eldivenden merdivene her yer plastik...
Tek "hizmetse" yasak!
Sahilde gezen jandarmalar, denize girenleri uyarıp çıkarmakla meşguller.
Herhalde nasıl olsa halk plajı diye. Ya da vatandaşı sahildeki "beach"lere yönlendirmek için bilinçli bir boş vermişlik bu.
Neyse ki geçenlerde Tarkan plaja gidip "Bu ne rezillik" mealinde bir paylaşım yaptı.
Yasemin Allen de benzer şikâyetlerde bulunmuş.

Tarkan'ın mesajının ardından geçen gün yine Kilyos'a gittim.
Gözlerim yaşardı. İBB ve Sarıyer Belediyesi el ele vermişler, bir iki saatte çöpleri toplamışlar.
Demek ki yerel yöneticiler, bazı vatandaşlar hatırlatmasa kendilerini halkın asıl bu işler için seçtiğini unutuyorlar.
Bence Sarıyer Belediyesi, Tarkan'ı beklemeden böyle "jestler" yapmalı, arada "çöpleri falan" toplamalı.
İBB de devreye girmeli.
Atla deve değil ya...
Hafta sonu yüzlerce kişinin ailecek akın ettiği sahili asgari insani koşullara kavuştursanız yetecek.
O da nedir, bir iki kabin, tuvalet... Ve çöp tenekeleri. Boğulmaların yaşandığı sahilde birkaç cankurtaranı görevlendirmek de şart.
Kendinize "çok yakıştırdığınız" tatili İstanbullulara lüks mü sayıyorsunuz Ekrem Bey?

***


KAHRETSİN YİNE Mİ SURİYELİ DEĞİLMİŞ ÜMİT BEY!
Ümit Özdağ dün yine sazanlara Twitter'da olta atıyordu:
"Gaziantep Karataş mahallesinde kız caddede yürüyor, kulağında kulaklıkla müzik dinleyerek. Arkadan araba yaklaşıyor, içine çekmek istiyor. Kız direniyor, arabaya tam bindirilirken vatandaşlar müdahale ediyor. Yoldan geçen jandarma durumu görüyor ve Suriyeliyi alıyor. Savcı tutukluyor."
Kentin Valisi Davut Gül ise Özdağ'a şiir gibi bir cevap verdi:

"Karataş değil Abdulhamit Han,
Araçla değil yaya,
Jandarma değil polis,
Suriyeli/yabancı değil vatandaşımız,
Savcı değil mahkeme.
Neresini düzeltelim? Suç işleyen herkese cezası veriliyor. Münferit olaylar üzerinde gündem oluşturmak toplumsal barışımıza zarar veriyor!"
Ümit Hoca bu sefer de tutturamadı...
Ama ziyanı yok, hitap ettiği kitle aldırmaz gerçek gibi "ufak ayrıntılara".

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.