Üç parti, üç fark!
Seçim kampanyalarının ana ekseni artık belirginleşiyor:
1- AK Parti'nin "yoksullukla mücadele stratejisi" ile CHP'nin "sosyal yardım vaadi" karşılaşıyor.
2- AK Parti'nin yeni anayasayla desteklenen "yumuşak gücü" (soft power) ile BDP'nin "sadece kendine demokrasi" isteyen şiddet içerikli talepleri çarpışıyor.
3- AK Parti'nin hukukun üstünlüğüne, güçlü ekonomiye ve küresel itibara dayanan "milli duruşu" ile MHP'nin anti terör içerikli "söylem milliyetçiliği" rekabet ediyor.
"CHP, yoksullukla mücadele önermiyor. Bir sosyal yardım ağı düşünüyor. Bu yaklaşım, 'Sen yoksulsun yoksul kal' mesajı veriyor."
1- Ekonomik büyüme. Necip Fazıl'ın dediği gibi, "Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul. Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul!" Çözüm, "Pul sayısının artırılması." Büyüme olmadan istihdam da olmaz, yoksulluk da azalmaz.
2- Eğitim. Türkiye'de eğitim arttıkça iş bulma oranı da artıyor. Üniversite mezunlarının istihdam edilme oranı yüzde 72 iken işsizlerin yüzde 60'ını lise ve altındaki eğitime sahip kişiler oluşturuyor. Yeni üniversiteler açılması, düşük gelirli ailelerin çocuklarını okula göndermelerini özendiren şartlı nakit transferleri kalıpların kırılmasını sağlıyor.
3- İstihdam. Yeni istihdam vergi ve sigorta indirimleri ile teşvik edilirken yeşil kartlılar ve bir yıldan uzun süreli işsizler öncelikle işe yerleştiriliyor.
4- Sosyal Yardımlar. Günlük maişetini temin edemeyenlere sağlanan destekler, kişilerin iş arama çabasını caydırmayacak şekilde tasarlanıyor. Şu anda günlük geliri 1 doların (aylık 50 liranın) altında kimse kalmadı. 2011-2015 arasında da günlük kazancı 4.30 doların (aylık 200 liranın) altında olanların genel nüfusa oranı sıfıra inecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.