Sağlıkta paradigma değişimi
AK Parti'nin yaptırdığı araştırmalar gösteriyor ki üst üste üç genel seçimde oyları artırarak tek başına iktidar olmanın sırrı üç noktada düğümleniyor:
1- Lider farkı. 2- Halka ulaşan hizmetler. 3- Demokratik ve köklü değişim isteği...
Hizmetler denildiğinde de yine üç başlık ön plana çıkıyor:
1- Sağlık yatırımları. 2- Kara ve hava ulaşımında sağlanan büyük rahatlık. 3- Toplu Konut İdaresi'nin yaptırdığı evler.
Bu yazının konusu sağlık alanında kısa süre sonra uygulamaya girecek "yapısal reform."
Kuşkusuz her değişim sancılıdır. Dirençle karşılaşma olasılığı yüksektir. Lakin, değişim iradesi bir oluştu mu, su akar yatağını bulur. Bu nedenle sağlık idaresinde gerçekleşecek dönüşümü, eski parametrelerle okumak yanıltıcı olur. Zira, yepyeni bir sistem getiriliyor. Üstelik kamunun diğer alanlarına da örnek olması hedefleniyor. Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı'nın defans yapmayıp, omuz vermesi gereken ileri adımlardan söz ediyoruz.
Sağlık Bakanlığı'ndaki yapılanmanın temel mantığı, "Çalışanla, çalışmayanı ayıran, performansı öne çıkaran, rekabetçi anlayış" üzerine kurulu. BM gibi uluslararası kuruluşların veya özel sektörün kurumsal örgütlenme tarzını esas alıyor. Yerleşik paradigmayı bütünüyle değiştiren bu modelin ana hatları şöyle:
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Bizzat ben 200 saatin üzerinde mesai harcadım" dediği reformu çok önemsiyor. Bakanlık, idari şeması da tepeden tırnağa değişiyor...
Merkezde çekirdek bir kadro "Hukuk-Denetim ve Rehberlik" biriminde toplanırken, örneğin bir hastanede olay olduğunda incelemeyi Devlet Hastaneleri Kurumu bünyesindeki müfettişlerin yapması öngörülüyor.
"Sağlığın Teşviki", "Sağlık İletişimi" gibi yeni kavram ve birimler de idari hayata taşınıyor.
Kabul edelim ki Türkiye, eski Türkiye değil. Hemen her alanda yılların kemikleşmiş kalıplarını kırıyor. Sivil-asker ilişkilerindeki normalleşme ne anlam ifade ediyorsa yargı reformu da bugün o anlamı ifade ediyor. Veya... Kredi derecelendirme kuruluşlarının sorgulanabilmesi ne demek ise bakanlık yapılarının işletme esasına göre şekillendirilmesi de yarın için o demek.
İşte bu yüzden... Önümüzdeki dönem, değişime uyum dönemi olarak tarihe geçecek. Bilinen gerçek o ki... Dünya kurulduğundan bu yana güçlüler değil, değişime uyum sağlayanlar ayakta kalıyor!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.