MİT krizinden alınan ders!
Her ne kadar 3. Yargı Paketi'nin taslak halinde olduğu söylense de o hüküm, "devlet krizinin" kodlarını çözmek bakımından özel anlam ifade ediyor. Sözünü ettiğim konu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve eski MİT görevlilerinin ifadeye çağrılması sırasında yaşananlarla ilgili...
Önce, pakette yer alan düzenlemeyi hatırlatmakta yarar var.
***
Özel yetkili Cumhuriyet savcısı, MİT yöneticilerinin ifadeye getirilmesi için kolluk güçlerine emir veriyor. Savcının yetki aşımında bulunduğunu düşünen siyasi otorite, "kanunsuz emre uyulmaması" gerektiğini savunuyor. Savcı, "Kolluk benim emrimde, görevini yerine getirmezse dava açarım" diyor. Siyasi kanat ise "O emri uygulayan polisleri açığa alırız" restini çekiyor.
Sonrası malum. Savcı yakalama kararı çıkarma aşamasına kadar vardı. Buna karşın bazı polisler ya yarı yoldan döndü ya da ilgilileri adresinde bulamadı. Ve yasa değişti.
Netice olarak...
Emniyet mensuplarının soruşturma aşamasında şüpheli veya sanığı belli bir gün ve saatte, belirtilen yerde hazır bulundurmak zorunda olmaması, bu işlemlerin genel hükümlere göre yerine getirilmesi önemli. Bu sayede yargı bağımsızlığını tartışmaya açmadan, olası devlet krizlerini önleyecek yasal mekanizmalara "zaman kazandırılabilir!"
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.