İki liderin mesajındaki şifreler
Moskova'da, diplomaside eşine ender rastlanan bir tablo da ortaya çıktı. Misafir Başbakan, ev sahibi ülkenin Dışişleri Bakanı'nı mahcup etti. Daha doğrusu Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'un düşürülen Türk jetiyle ilgili beyanlarındaki manipülasyonu, Putin'in yanında kibarca yüzüne vurdu.
Tabii, Erdoğan-Putin buluşmasının stratejik tarafı daha önemliydi...
Suriye'nin, Türk keşif uçağını vurduğunu kabul etmesinin ardından, tetiği çeken ellerin arkasında Rusya'nın parmak izini arayanlar da oldu. Muhtemelen bu nedenle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Bu olay, Türkiye ile Suriye arasındadır. Rusya başta olmak üzere diğer ülkelerle ilişkilerimizi ipotek altına almasına izin vermeyiz" dedi. Hal böyle olunca, Suriye problemini parantez içine alan Türkiye ve Rusya'nın birbirleri için şu anlamı ifade ettiği söylenebilir:
Rusya...
1- Türkiye'nin enerji ihtiyacının en az yarısını karşılıyor.
2- 20 milyar dolar yatırımla ilk nükleer santrali kuruyor.
3- 35 milyar dolarlık ticaret hacmini temsil ediyor.
4- Her yıl 3.5 milyon turist gönderiyor.
5- Uydu, uzay, hava savunma teknolojisinde işbirliği sergiliyor.
Peki ya Türkiye...
1- Rusya için kritik öneme sahip Güney Akım doğalgaz boru hattına izin veriyor.
2- Orta Asya Türk Cumhuriyetleri üzerindeki etkisini koruyor.
3- Rusya'daki Müslüman topluluklarda sempati yaratıyor.
4- Ruslara, NATO üyesi bir ülke ile stratejik bağ kurma avantajı sunuyor.
5- Sıcak denizlere inme, enerji koridorlarını güvenceye alma şansı tanıyor.
Netice olarak...
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin derinliği, her iki tarafın göze almak istemeyeceği kayıpların büyüklüğü, bölgesel sorunların çözümünde birlikte çalışmalarını gerektiriyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.