Terörle mücadelede içeriden tespit
Kamuoyunun nabzını tutmaya yönelik güncel anketler "terörü" hâlâ birinci problem olarak gösteriyor. Yakın zamana kadar "güvenlikçi bakış açısına" indirgenen terörle mücadele, geç ve güç de olsa artık çok boyutlu olarak sürdürülüyor. Ama terörün sürekli tekrar eden hastalık niteliği kazandığı ortamda, zaman zaman özeleştiri yapmak da gerekiyor. İşte bu vesile ile yakıcı terör sorununa ilişkin kritik bir analizi paylaşmak istiyorum. Zira PKK başta olmak üzere terör örgütleri ile mücadelede 30 yıllık tecrübesi olan Türkiye'nin, en zayıf yönleri "yeterince akademik çalışma yapılmaması, kurumsal hafıza kaybı yaşaması, stratejik ve operasyonel yaklaşım yetersizliği" idi. Devlet, kendi yapılanmasını sorgulamak yerine genellikle teröre ve terör örgütlerine odaklandı. Güvenlik bürokrasisi göz ardı edildi.
Bu sıcak gündem maddesine ilişkin dikkat çekmek istediğim yazı, Polis Akademisi yayınlarında çıktı. Yorum ve değerlendirmenin akademiyi ve emniyeti bağlamadığını kayda geçirerek Dr. Mustafa Özgüler'in "Terörle Mücadelede Demokratik Hâkimiyetin Kurulması" makalesindeki tespitleri aktarmak istiyorum. Erzurum Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Dr. Özgüler'in, ciddi bilimsel çalışmalar yapan bir isim olduğu anlaşılıyor. Ve bugün gelinen noktada, güvenlik bürokrasisindeki birikimi ve fikri zenginliği göstermesi bakımından yorumları ayrıca değer taşıyor. Dr. Özgüler'e göre;
Bu cesur çıkışın ardından gelen tespit ve öneriler çok daha önemli...
Ancak;
Ve...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.